Hamburg'da konuşan Selahattin Demirtaş'ın "CHP ve HDP demokratik iktidar sunabilmeliler" açıklaması koalisyon sinyali olarak değerlendirildi.
Selahattin Demirtaş, CHP ile muhtemel bir koalisyona sıcak bakacağı sinyalleri verdi. Hamburg’un Bergedorf semtindeki DIMA Spor Salonu’nda yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı miting öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Demirtaş, CHP ile muhtemel bir koalisyona sıcak baktığı sinyallerini verdi.
“CHP VE HDP ALTERNATİF BİR DEMOKRATİK İKTİDAR SUNABİLMELİLER TÜRKİYE TOPLUMUNA”
Bir gazetecinin Kasım sonrası hükumet nasıl kurulur şeklindeki sorusuna, Demirtaş, şöyle cevap verdi; “Seçim dönemlerinde ciddi bir karalama partimize karşı yürütülüyor. Bu oy kazanma uğruna yapılan bütün bu dezenformasyon girişimleri, doğru seçim sonrasındaki pozisyonları da çok olumsuz etkiliyor, etkileyecektir . AKP yanlısı medya çok ciddi yalan haberler üzerinde şu anda kampanya yürütüyor. Örneğin PKK’nin yaptığı bazı eylemlerin talimatını benim verdiğimi yazıyorlar. Bu kadar açıkça bir yalan ve iftira kampanyası yürütülüyor. Oysa genel kamuoyu çok farkındaki biz çatışmaları ve savaşı durdurmak için en çok çaba sarf eden partiyiz. Bu ideolojik anlayışla bu düşük demokrasi çıtasıyla Türkiye artık yürüyemez. Ya AKP kendini değiştirecek, veya Türkiye AKP’den kurtulacak. Bence çözüm budur. CHP, HDP ve parlamento dışındaki barış ve özgürlükten ve demokrasiden yana güç ve çevre alternatif bir demokratik iktidar sunabilmeliler Türkiye toplumuna. AKP iktidarda olmazsa, Türkiye’de bir daha asla barış olmaz gibi düşünmemek lazım. Tam tersine şu an da barışın önündeki en büyük engel AKP’dir. Dolayısıyla iktidardan düşecek diye paniklemeye gerek yok. Bir savaş hükumeti zaten, bir çatışma hükumeti. Bu hükumetten kurtulmak Türkiye’nin yararına olur dedi.
“AVRUPA OYLARI ÇOK ÖNEMLİ”
Demirtaş, HDP’nin yurtdışı oylarına büyük önem verdiklerini belirterek, “Almanya’daki seçmeni tabii ki önemsiyoruz. Sadece Almanya’daki değil tüm Türkiye’de seçmenleri önemsiyoruz. Bir defa her yurttaşımızın Türkiye’deki siyasi geleceği belirleme hakkı var. Tek oy bile bu açıdan, bizim açımızdan çok kıymetli, çok değerlidir. Ayrıca Türkiye’de biliyorsunuz çok kritik oy oranlarına sahip partiler şu anda. Tek bir milletvekili sayısı bile parlamento aritmetiğini ve dengeleri çok değiştirebilir ve etkileyebilir. Yurtdışından gelen oylarda hesaplama yöntemi itibarıyla orada milletvekili sayılarını değiştirebilecek bir gücü sahiptir. Tabii en fazla Almanya’da Türkiyeli seçmen var. Seçmen sayısı itibarıyla da burası çok belirleyici bir durumda. Ayrıca buradaki, yurtdışındaki seçmenler, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları çok politiktir ve politikaya çok ilgililer. Ülkede olup, bitene çok ilgililer. Biz oy kullanma oranının da artması için özellikle Almanya’ya ağırlık veren bir çalışma yürütüyoruz dedi.
“BARIŞ İÇİN ALMANYA DESTEK OLABİLİR”
Türkiye’de çatışma, şiddet ortamının her geçen arttığına vurgu yapan Demirtaş, Türkiye’de iç barışın sağlanması ve Kürt sorunun çözümü için Almanya’nın aktif rol alabileceğini söyledi. Demirtaş “Son dönemde biliyorsunuz Avrupa’ya büyük bir mülteci akını yaşandı ve halen devam ediyor. Türkiye’de yaşanan istikrarsızlıkların ve çatışmanın da buda etkisi var. Bu biraz da AKP’nin ve Erdoğan’ın bilinçli bir politikası olarak Avrupa’ya yönlendirilmiş bir göçmen akınıdır. Fakat eğer hiç arzulamadığımız bir şekilde Türkiye’de çatışmalar çok daha yaygınlaşırsa, 90´lı yıllara benzer Türkiye’den bir göç, mülteci akını Avrupa’ya yönlenebilir. Tabii ki Almanya başta olmak üzere Türkiye’nin kendi iç barışını sağlayabilmesi, Kürt sorununu çözebilmesi için teşvik edici, motive edici bir desteğe ihtiyaç var. PKK ve devlet arasında yeniden karşılıklı bir ateşkesin sağlanması ve tarafların diyalog ve müzakere masasına dönmesi için cesaretlendirici girişimlere ve desteğe ihtiyaç var. Almanya bunu çokta etkili bir şekilde yapabilir. Biz de parti olarak bu konuda çok çaba sarf ediyoruz. Bir an önce ateşkesin sağlanması ve yeniden müzakerelerin başlaması için bizde elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Ama uluslararası kamuoyunun ve etkili hükumetlerin ve devletlerin de daha fazla çaba göstermesine ihtiyaç var diye düşünüyoruz şeklinde konuştu.
“EN YERLİ PARTİ BİZİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “550 yerli ve milli vekil sözlerine de değinen Demirtaş konuşmasında, “Cumhurbaşkanının 550 yerli ve milli vekil istiyorum sözü, tabii yoruma muhtaç bir sözdür. Öncelikle kendisinin bunu izah etmesi ve açıklaması lazım, neyi kastettiğini. Şahsen ben şöyle anlıyorum; Kendisine tam olarak biat edecek ve tümüyle saraya bağlı, bağımlı, sarayın dediğinin dışına çıkmayacak, tornadan çıkmış 550 milletvekili istiyor. Yerli ve milli derken ben böyle anlıyorum bunu. Yoksa yerli ve milli olmayı, o topraklardaki bütün halkların, kimliklerin birbirine bağlılığı sevgisi, saygısı, dayanışması olarak ele alırsanız, partimiz Türkiye’nin bu açıdan en yerli grubunu oluşturmuş durumda. Çünkü bizim vatanımızda tek bir etnik kimlik yaşamıyor. Evet hepimiz büyük bir topluluk olarak, Türkiyeliler olarak, Türkü, Kürdü, Arap, Çerkez, Ermeni, Sünni, Alevi, Ezidi, Süryani bir çok inanç ve kimlik olarak yerliyiz. O toprakların asli unsurlarıyız ve bütün bunların ağırlıklı temsiliyeti şu anda partimizde, HDP’de bulunuyor. Dolayısıyla biz parlamentonun ne kadar çok renkli, ne kadar çok sesli olursa, o kadar Türkiye’yi Türkiye toplumunu temsil kabiliyetinin yüksek olacağını düşünüyoruz. Bu konuda cumhurbaşkanı ile aynı fikirde değilim. Tek tip bir milletvekilliği anlayışına biz karşıyız.
AVRUPA’DA TÜRKLER DE ANA DİL KONUSUNDA SORUNLAR YAŞADI
Avrupa ülkelerinde de Türklerin ana dil konusunda bazı dönemler sorunlar yaşadığına dikkat çeken Demirtaş Almanya’da zaman zaman Türkler kendi anadilleriyle ilgili sorunlu, sıkıntılı günler yaşadılar. Ya da Bulgaristan örneğin Türk toplumu çok ağır asimilasyon ve inkar dönemleri yaşadılar. Bulgaristan veya da Almanya’da kendi diliyle, kültürüyle ilgili sorun yaşan herkes o toplumun tümünde bir soruna dönüştü. Sadece kendisi yaşamadı, ülkenin kendisi sorun yaşadı. Dolayısıyla eğer Almanya’da Türkler zulüm görüyorlarsa, huzurlu değillerse, Almanlar da huzurlu olamazlar. Şu an da Almanya’ya 800 bin mülteci geldi. Bu mülteciler bütün Almanya’nın tüm Almanların sorunu. Bu insanların sorunu çözülmediği müddetçe, bu insanlar mutlu, huzurlu çözüme kavuşmadığı müddetçe, hiç bir Alman bu konuda kendini huzurlu hissetmeyeceklerdir. Şunu demek istiyoruz; bir Türk HDP’ye oy vermekle, kendi ülkesinde Kürtlerin de, Alevilerin de diğer bütün farklı kesimlerin özgürlüğünü ve birada yaşama isteğini ve savunmuş oluyor. Kendisi için oy vermiş oluyor, Kürtler için veya başkası değil. Ayrıca biz diktatörlük sistemine karşıyız. Demokratik devlet modelini savunuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin modern demokratik devletlerde olduğu gibi ademi merkezi bir yönetimle güçlendirmek için mücadele ediyoruz dedi.
DHA