GÜNCEL

Sırlarıyla bir haftada üç ölüm!

Yeniakit Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu, "Sırlarıyla bir haftada üç ölüm!" başlıklı yazısında çarpıcı ifadeler kullandı.

22 Şubat 2023 Saat: 11:34
Sırlarıyla bir haftada üç ölüm!
Sırlarıyla bir haftada üç ölüm!

Önce Deniz Baykal..

Diyebilirsiniz ki, zaten felç geçirmişti..

Doğrudur, felç geçirmiş, ilerlemiş yaşına rağmen, inanılmaz bir gayret ile konuşmaya bile başlamıştı..

Türkiye’de yıllarca sürdürülen başörtü yasağını, “toplumsal uzlaşma” ile çözme mavalı ile geciktirdikçe geciktiren, zaman zaman milli iradeye sopa sallayan, ve en sonunda da “Sakın ha.. Sakın ha..” tehditleri ile, eşi başörtülü birisinin cumhurbaşkanı adayı olamayacağını öne sürüp, bu yönde Anayasa Mahkemesi’ne skandal bir karar aldıran Deniz Baykal, sırları ile birlikte aramızdan ayrıldı..

“Sırları ile birlikte” diyorum..

Bugünlerde bazı ahlaksızlar, Diyanet’in “evlat edinme” ile ilgili İslam’ın hükmünü hatırlatmasına “aklınız fikriniz porno” edepsizliği ile laf yetiştirmeye çalışırlarken, bu ülkeyi yönetmeye talip olan CHP’nin genel başkanının, evlilik dışı ilişki yaşadığı, kendisi de evli olan bir bayanı sırf metresi olduğu için milletvekili yaptığı gerçeğini, o zihniyetin kafasına kafasına bir balyoz gibi her gün indirmemize edebimiz müsaade etmedi..

Evet, bir başka parti olsa idi..

Genel başkanının, evli bir kadınla ilişkisi üzerinden, sadece o fiilin sahibi değil, partisi de tarihe gömülürdü..

Ama Türkiye’de siyaset, “Ben genel başkanlığı bırakıyorum. Ama sen beni milletvekili listesine koyacaksın” anlaşmaları ile sürdürülüyor..

İKİNCİ ÖLÜM: DANIŞTAY CİNAYETİNDEN 

YARGILANAN AV. ALPARSLAN ARSLAN

İkinci ölüm haberi, 2006 yılında Danıştay’da 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’i öldürdüğü iddiası ile yargılanan Alparslan Arslan’ın, cezaevinde iken intihar ettiği iddiası idi.

İntihar mıdır, yoksa ilerde konuşabilir korkusu ile gerçek faillerin ortadan kaldırma operasyonu mudur, bilmiyorum..

Yıllarca söyledik, “fail olarak belirtilen bu kişi olay mahallinde yakalandığına göre, ne yapıp yapıp, bu kişi konuşturulmalı ve cinayetin arka planı ortaya çıkarılmalıdır” tezimizi tekrarladık..

Ne yazık ki, asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş depreminin yoğun gündemi arasında, Danıştay cinayetinden sorumlu tutulan Alparslan Arslan da, çok tartışılmadan, sırlarla birlikte toprağa verildi..

Babası İdris Arslan arayıp,  oğlunun Danıştay cinayetinin faili olmadığını tekrarlayıp, gizemli bir şekilde “Öldüğünden emin misiniz” dese de..

“Hayatta iken gerçekleri anlatmak konusunda ne çaba sarfedildi ki, şimdi ölümü üzerinden dillendirilen komploları uzun uzun anlatalım” deyip, bir haftada yaşanan üçüncü ölüme geçelim..

Dün, bir zamanların astığı astık, kestiği kestik Jandarma Komutanı Şener Eruygur öldü..

İlk aklıma gelen, AK Parti’nin ilk iktidar yılında yaşanan İstanbul’daki ikiz sinagog saldırılarının “faillerini getiriyorum” diyerek, Suriye’ye özel ekip göndermesi ve oraya Arapça öğrenmeye giden Türk öğrencileri “Katil gibi” göstermesi oldu.

Apo’yu Beka vadisinde iken gidip alamayan Şener Eruygur veya onun kafasındaki arkadaşları, Arapça öğrenimi için Suriye’ye giden Türk öğrencileri sırf dindar ailelerin çocukları diye, “katil gibi” damgalamış ve yargılatmışlardı..

O öğrenciler sonradan beraat etseler de, yıllarca “katil” gibi damgalandılar, 

Yine Şener Eruygur’u ne ile hatırlıyorum?

312 general davasının organizatörü olması yönü ile hatırlıyorum..

Akit gazetesini kapattırmak için, Avukat Bilgin Yazıcıoğlu’na 312 generalin vekaletlerini toplattırıp, davayı açtırmıştı..

Amansız bir başörtü karşıtı idi.

“20 yıldır iktidardasınız, ne istiyorsunuz da yapamıyorsunuz da, muhalefette imişsiniz gibi, yeniden milletten yetki istiyorsunuz” diyenler için, AK Parti’nin ikinci iktidar yılındaki bir YAŞ toplantısında Şener Eruygur’un da içinde bulunduğu kuvvet komutanlarının “Türbanlı birisinin bulunduğu yemeğe eşlerimizle katılmayız” tehdidi sonrasında, Başbakan Tayyip Erdoğan, başkanlık ettiği YAŞ toplantısı sonrasında, her yıl adet haline gelen akşam yemeğine katılmıyordu..

Aynı Şener Eruygur hakkında, 6 bakan, 32 vekil ve 100’ü aşkın bürokratı fişlediği iddiaları ortaya atılmış, yalanlanmamıştı..

Eruygur’un, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve getirilen 6 bakan, 32 milletvekili ve 100’ü aşkın üst düzey bürokratı fişlediği, Akit gazetesi hakkında raporlar tutturduğu, Jandarma İstihbarat Teşkilatı evrakları ile ortaya konulmuştu..

Bu bilgilere şüphe ile yaklaşabilirsiniz..

“Sizin iddialarınız” diyebilirsiniz..

O zaman, Anadolu Ajansı’nın, 31.08.2003 tarihli bir haberini aktarayım:

“Jandarma Genel Komutanı Orgeneral  Şener Eruygur, Kuran kurslarıyla ilgili olarak, ‘Sadece, kılıklarına  kıyafetlerine bakınız, ne yapmak istediklerini görürsünüz’ dedi.” Ne var ki, Kuran Kursu öğrencilerinin kılık kıyafetinde diye merak etmeyin..

Ne olacak?

Kız öğrencilerin başörtüsünden bahsediyor, Şener efendi..

Haber şöyle devam ediyor:

“Orgeneral Eruygur, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı  Kuvvetleri Günü dolayısıyla Gazi Orduevinde verilen resepsiyonda,  gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Bazı gazetelerde Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili çıkan  haberlerin sorulması üzerine Orgeneral Eruygur, şöyle konuştu:   

   ‘Biz yasal görevimizi yapıyoruz. Ama başlık atıyorlar. Diyorlar  ki ‘Kur’an-ı Kerim’i topladılar. Yasin-i Şerif’i topladılar. Türk Silahlı  Kuvvetleri mensuplarının böyle bir şeyi yapması mümkün değildir. Yasal görevini yapıyor.”

Durup dururken, ne toplatması, ne Kur’an-ı Kerim’i, ne Yasin-i Şerif’i” diyeceksiniz..

Evet, aynen böyle..

Kur’an-ı Kerim bile bu ülkede sorun yapılmıştı..

“Şurda olmaz, tabii. Toplatmak yasal” diye de savunması yapılmıştı..

Açık açık konuşmasının devamında, Eruygur söylüyor bunu:

“Yasal olmayan bir şeyi yapıyordur, izin almamıştır  onun için kapatılmıştır ve bunu mahkemenin kararıyla savcılığın  emriyle yaptılar, demiyor.”

Savcıya, mahkemeye tehdit edip dava açtırdığını, kapatma kararı verdirdiğini söylemiyor..

“Biz yapmadık” diyor..

Dedikleri arasında şurası doğru..

Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları böyle şeyler yapmaz.. 

Nitekim, bugün böyle bir iddiada bulunuluyor mu?

Hayır..

O zaman sorunu, Şener Eruygur ve avanesi, kendilerinde arayacaklar..

“Kur’an-ı Kerim’den kime ne zarar gelir ki, toplatıyoruz. Kapatıyoruz.” diyecekler..

“Kuran Kursunun izne ne ihtiyacı var ki,  izin alınmamış diye kapatıyoruz” diyecekler..

Demediler..

İnsanların rahmet dualarına ihtiyaçları olduğu bir süreçte, lanetlerini işittiler..

Bir haftada üç sır ölüm..

Bana ilginç geldi..

 

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑