Süresiz nafaka zulmü devam ederken Adalet Bakanlığı’ndan, “Nafaka süresi 6 yılla kısıtlansın, alt sınır 2 yıl olsun” yönünde gelen öneri mağdurları ve hukukçuları heyecanlandırdı... Bakanlığın teklifini değerlendiren hukukçular, önerinin yapılacak iy
Tam 32 yıldır uygulanan süresiz nafaka zulmü devam ederken, Adalet Bakanlığı’ndan, “Nafaka süresi 6 yılla kısıtlansın, alt sınır 2 yıl olsun” yönünde bir nafaka önerisi geldi. Hukukçular, Bakanlığın mağdurları umutlandıran önerisini Akit’e değerlendirdi... Mevcut sistemde nafakanın adaletsiz bir şekilde süresiz olduğuna dikkati çeken Avukat Özgecan Sırma, şunları dile getirdi:
“1 hafta, ya da 10 yıl evli kalsanız, eğer eşit kusurlu veya kusurlu iseniz ya ayrıldığınız kişi bir daha evlenene kadar ya da ekonomik durumunda ciddi bir değişme olana kadar, diğer bir yönüyle de sizin veya eski eşinizin ölümüne kadar nafaka ödemekle yükümlüsünüz. Bu durum öyle büyük mağduriyetlere sebebiyet verdi ki, artık bir düzenleme ihtiyacı hâsıl oldu. Nafaka ödenmediği takdirde hapis cezası da var. Nafaka sadece erkek mağduriyeti değildir. Boşanan kişilerin yeni yapmış olduğu evliliklerdeki eşi, anneyi, kardeşi, çocuğu da yakinen etkiliyor. Dolayısıyla nafakanın, toplumsal bir problem olduğu aşikâr. Adalet Bakanlığı’nın önerisi, tekrar ailelerin kurulup ayakta durabilmesi adına hayati bir düzenlemedir.”
Avukat Muhammed Ahmed Bozok da süresiz nafaka uygulamasının toplumun kanayan yarası haline geldiğini belirterek, şunları kaydetti: “Evliliği her iki taraf arasında değerlendirmek daha uygun olacaktır. Sadece kadın boyutunda bakılması eşitlik ilkesine ters düşecektir. Uzun süren mahkeme süreci zaten ödeme güçlüğü çeken erkek için ruh ve sinir bozukluğu demek.”
Avukat Samet Altuntaş ise, şu ifadeleri kullandı: “Kamuoyunda Adalet Bakanlığı’nın nafaka önerisi diye yer alan 6 yılla kısıtlansın, alt sınır 2 yıl olsun yönündeki ifadeler, örneğin 3 gün evli kalan ile 30 yıl evli kalan kişiler tarafından bir dezavantaj. Bence, yine nafakanın süresi belirlenmesinde mahkemenin takdirine bırakılması, ama evlilik süresi ile sınırlandırılmasının daha uygun olacağını düşünüyorum. Özellikle kadın hâkimler boşanma davalarında pozitif ayrımcılık sağladıkları için süre ile sınırlandırılmasını faydalı olduğunu gördük.”