ABD Kongresi'nin, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi nedeniyle Suudi Arabistan'a silah satılmasını Başkan Donald Trump'ın karşı çıkmasına rağmen yasaklaması bekleniyor.
Washington Post'un Suudi yazarı Cemal Kaşıkçı'nın 2 Ekim’de ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra kaybolmasıyla başlayan ve Riyad'ın tam 18 gün bekledikten sonra "Kaşıkçı konsoloslukta yaşanan arbedede öldü" açıklamasıyla süren kaos süreci, Suudi Arabistan'a yaptırım taleplerini gündeme getirdi.
Bu talepler, Almanya'nın Riyad'a yönelik silah satışlarını, Kaşıkçı cinayeti tam olarak aydınlanana kadar askıya almasıyla karşılık bulmaya başladı. Alman hükümeti, aldığı kararla yetinmeyip diğer Avrupa Birliği (AB) ülkelerini daha güçlü bir tepki için Suudi Arabistan'a silah ithalatını durdurmaya davet etti.
Diğer taraftan, ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan'la geçen yıl imzalanan 100 milyar doları aşkın silah anlaşmasının Kaşıkçı'nın öldürülmesi nedeniyle bozulmasını istemediğini açık açık söyleyerek farkını bir kez daha ortaya koydu.
Suudilerin anlaşma kapsamındaki askeri ekipmanları Çin veya Rusya’dan da alabileceğine işaret eden Trump, konuyu Amerikan istihdamına bağlayarak Riyad’a silah satışı haricinde başka yaptırımlar uygulanabileceğini savundu.
ABD Kongresi’nin önde gelen üyeleriyse, Beyaz Saray'ın aksine parti fark etmeksizin Suudi Arabistan'a başta silah satış yasağı olmak üzere çeşitli yaptırımlar uygulanmasını destekliyor.
Nitekim, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nin 11 Demokrat ve 11 Cumhuriyetçi senatörü, Trump'tan, Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle sonuçlanan sürecin "Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası" kapsamında soruşturulmasını ve sorumlulara yaptırım uygulanmasını talep etti.
ABD Senatosu'nun yabancı ülkelere yapılacak silah satışlarını, Dış İlişkiler Komitesi'nin tavsiyesiyle oyladığı göz önüne alındığında, Suudi Arabistan'a yönelik satışların yasaklanması oldukça muhtemel görünüyor.
Kongre'nin Demokrat üyelerinden Jim McGovern, Kaşıkçı olayı nedeniyle Suudi Arabistan'a tüm silah satışları ve askeri yardımların durdurulması için ABD Temsilciler Meclisi'ne bir yasa tasarısı sundu.
Suudi Arabistan’a yönelik yaptırımlar konusunda ABD Kongresi ile Beyaz Saray arasında bulunan görüş ayrılığından hangi tarafın baskın çıkacağına ise geçen yıl Rusya yaptırımları açısından yaşananlar ışık tutabilir.
Cumhuriyetçilerin kontrol ettiği ABD Kongresi'nin, geçen yılın temmuz ayında ezici çoğunlukla onayladığı bir yasa tasarısı, ABD Başkanı Donald Trump'ın yaptırımlar konusunda mutlak yetkisinden vazgeçmesini sağladı. Trump, Rusya'ya yönelik yaptırımlar konusunda atacağı her adımda Kongre'den onay almasını gerektiren yasa tasarısını onaylamak zorunda kalmıştı.
Uzmanlar, Kongre'nin, Kaşıkçı'nın öldürülmesi sebebiyle Suudi Arabistan konusunda da benzer bir tutum sergileyerek Trump yönetimini köşeye sıkıştıracağını öngörüyor.
Kongre'nin, bu yoldaki ilk adım olarak değerlendirilen soruşturma talebine yanıt vermek için Beyaz Saray'a tanıdığı 120 günlük süre, gelecek şubat ayının başında dolacak.
ABD'nin, "Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası" nezdinde yapılacak soruşturma çerçevesinde Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a yaptırım uygulaması teknik açıdan mümkün ancak Trump yönetiminin şimdiye kadar takındığı tutum, bunun düşük bir olasılık olduğuna işaret ediyor.
Öte yandan, Prens bin Selman'ın şu ana kadar yapılan açıklamaların aksine Kaşıkçı'ya yapılanların direktifini verdiği veya haberdar olduğunu kanıtlayacak güvenilir delillerin ortaya çıkmasının işleri değiştireceği belirtiliyor.
ABD yönetimine, yargısız infaz, işkence ve insan hakları ihlallerine veya yolsuzluğa karışan yabancı gerçek ve tüzel kişilerin mevcut vizelerini iptal etme, ülkeye girişlerini engelleme ve mülkiyet yaptırımları uygulama yetkisi veren yasa, adını Rusya’da 2009 yılında gözaltında tutulurken işkence yapıldığı ve tıbbi müdahalede bulunulmadığı için öldüğü sanılan avukat Sergey Magnitsky'den alıyor.
İnsan hakları örgütlerinin Magnitsky'nin üst düzey Rus hükümet yetkililerinin vergi kaçakçılığını ortaya çıkardığı için öldürüldüğünü savunması, batı dünyasını, sorumluların cezalandırılması için arayışlara itti.
ABD Kongresi'nin bu amaçla 2012 yılında Magnitsky’nin adını vererek onayladığı yasa tasarısı, dönemin Başkanı Barack Obama'nın imzasıyla yasalaştı. ABD Dışişleri ve Hazine Bakanlıkları, yasa çerçevesinde ciddi insan hakları ihlallerinden sorumlu olduğu gerekçesiyle bazı Rus yetkilileri yaptırım listesine aldı.
İlk başta sadece Rusya'yı hedef alan yasanın kapsamı, ABD Kongresi'nde 2016 yılında onaylanan değişiklikle bütün ülkeleri kapsayacak şekilde genişletildi.
Söz konusu yasa çerçevesinde bugüne kadar Rusya, Burma, Gambia, Pakistan, Sudan, Dominik Cumhuriyeti, Özbekistan, Guatemala, Sırbistan ve Çin’in aralarında bulunduğu ülkelerden 50'ye yakın gerçek ve tüzel kişinin ABD’ye girişi engellendi ve mal varlığı donduruldu.