Mazot, su, gübrede yüzde 100’ü aşan maliyetlerden sonra fiyatlar uçtu. Tarlada 8,5 lira olan domates fiyatının markette 40 liraya çıktı.
Hem yaz sıcakları hem fahiş zamlar tarla ürünlerini alt üst etti. Biber, patlıcan, ayçiçeği gibi yaz ürünleri tarlada yandı, üretim yüzde 20-50 arasında düştü, fiyatlar arttı. Buna, katlanan girdi maliyetleri de eklenince çiftçinin ekim iştahı azaldı.
Dünya gazetesinde yer alan habere göre, fiyat artışlarını önlemek için Tarım Bakanlığı 100 Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TDİOSB) kurmaya hazırlanıyor.
Üretimin önemli girdilerinden mazotun yanı sıra, gübre, su, elektik gibi yüzde 100’ü aşan maliyetler karşısında ezildiğini, üreticiyi tarımda tutmak için kamu desteklerinin, güncel maliyetler dikkate alınarak mutlaka artırılması gerektiğinin altını çizen sektör temsilcileri, “Çiftçi, tarlada ürünün kalmasından korkuyor, kimi zaman maliyetin altında veriyor. Para kazanamadığı ürünü bir sonraki yıl ekmiyor.
"DIŞARIYA BAĞIMLI HALE GELİRİZ"
Mazota borçlu, gübre bayisine borç yazdırıyor” derken, bir diğer ziraat odası, “Çiftçi sayısı her geçen gün azalıyor. Şartlar ne olursa olsun girdi maliyetleri devlet tarafından süspanse edilmeli, yoksa çiftçi ayakta duramaz, dışarıya bağımlı hale geliriz” uyarısı yaptı.
Seyhan Ziraat Odası Başkanı Yaşar Özkan ise fiyat istikrarı için çiftçinin kullandığı mazotta ÖTV ve KDV’nin kaldırılması önerisinde bulundu.
YÜZDE 25’E DÜŞTÜ
Türkiye Halciler Federasyonu (TÜRKHAL) Başkanı Yüksel Tavşan, Türkiye’nin yıllık 55 milyon tondan fazla sebze ve meyve üretimi olduğuna işaret etti. Sebze fiyatlarında artış değil, aksine düşüş olduğunu, yeni ürünlerin çıkmaya başladığına işaret eden Tavşan, “Geçen haftalarda çok pahalıydı bu hafta yüzde 25 düştü. Bir de akaryakıta zam gelmesine rağmen” diye konuştu.
Meyvenin ise bir miktar yüksek gittiğini ifade eden Tavşan, “Meyve biraz maliyetli. Türkiye’de hava sıcaklığında 35-40 dereceyi gören yerler var, tarlarda bu 5-10 derece daha yükseliyor. İşçilik büyük problem oldu.Üretimde işçi bulmak zor. Üretimde azalma değil ancak, zayi söz konusu diyebiliriz. Hallerde 20-25 lira olan ürünleri perakendeye koyduğunuzda 40 liranın altında meyve yok. Kimine göre düşük, kimine göre pahalı. 15-20 lirayı pahalı kabul etmeyeceğiz” dedi.
"GÜBRENİN TONU 19 BİNİ GÖRDÜ"
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı Hüseyin Demirtaş, geçmiş yıllarda, “Tarladan ürün çıkacak, fiyat düşecek” diye bir beklenti olduğuna işaret ederek, “Artık öyle bir durum yok, çünkü tarımsal girdiler neredeyse günübirlik artıyor. Tarımda 3 milyar litre kullanılan mazot, bugün 40 lira sınırında” dedi.
Son 20 yılda ekim alanlarının 3 milyon hektar daraldığını, üretim planlaması yapılmadığını, maliyetin arttığını, borçlarının arttığını ve kamusal desteklerin artan maliyetler karşısında yetersiz kaldığına işaret eden Demirtaş, “Maliyetler çok yüksek. Fiyatların düşmesi öldü artık. Yüzde 100’ün altında artmayan ürün kalmadı. Gübrenin tonu 19 bini gördü. Bir dönüm tarla satsa, bir ton gübre ancak alabiliyor. Bunula tarım yapılabilir mi?” diye sordu
TARLADA 10 MARKETTE 20 TL
Türkiye genelinde fiyat istikrarsızlığı var. Herkes kendi belirlediği fiyata ürünü satıyor ve bunun denetlemesi yeteri kadar yapılmıyor. Mersin’de üretilen bir ürün dalında 10 TL ise markette 20 TL’ye satılıyor. Fiyatları belirleme konusunda devletin müdahale etmesi ve bu konunun bir devlet politikası haline gelmesi gerek. Tarım Kredi Kooperatiflerinde ürünler ucuzlamalı.
"TABAN VE TAVAN FİYAT UYGULAMASINA GEÇİLSİN"
Üretici kâr elde edemiyor. Bu şekilde satışların sürdürülebilir olması mümkün değil, üretici kazanamazsa üretemez. Dalında 3 ila 5 TL olan ürünün fiyatı, tüketiciye ulaşana kadar, mazotla birlikte nakliye ücretlerine gelen zamlar ve marketlerin kar elde etmek amacıyla fiyatları fahiş bir şekilde artırması ile artıyor.. Enflasyonun önlenmesi ve üreticinin zarar etmemesi için taban ve tavan fiyat uygulamasına geçilmesi gerekiyor.