Göç yolunda baraj engeline takılan balıklar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Akarsular üzerine kurulan barajlar ve bentler, Türkiye’nin iç su kaynaklarındaki balık varlığını tehdit ediyor. Kamuoyunda ülke ekonomisine sağladığı katkıyla bilinen HES barajları, 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu'na uygun inşa edilmediği için tatlı su kaynaklarında yaşayan canlı türlerinin doğal hayatını yok ediyor. Bu yılını ilk yarısında Türkiye’nin toplam enerji üretiminin yüzde 29,2’sini karşılayarak ülke ekonomisine 6,1 milyar dolar katkı sağlayan HES barajları, bu ekonomik getirisinin yanında nehir ve akarsu yataklarındaki biyolojik dengeyi bozuyor. Bu denge bozukluğundan ise en çok göç eden balık türleri etkileniyor. Ülkemizde HES’ler, balıkların göç yolunda karşılaştığı en büyük engeller arasında gösteriliyor. Yurt genelinde sayıları hızla artan HES’lerle ilgili tamamlanarak faaliyete geçen 706 tane HES projesinden sadece 65’inde balık geçidi bulunduğu belirtiliyor. Balık geçidi olmayan barajların nehirlerdeki ekolojik dengeyi bozduğuna işaret eden yetkililer, balıkların tabii üreme alanlarının tahrip edilerek, akarsu yataklarından geçişlerine engel olunduğu ve bu durumun göçmen balık türlerinin azalmasına, nesillerinin tükenmesine yol açtığını belirtiyor. Yurdun birçok bölgesinde kurulması planlanan ve inşaatı süren 2 bin’e yakın hidroelektrik santralleriyle (HES) Türkiye, Avrupa’da Norveç’ten sonra en fazla yıllık hidroelektrik enerji üretim potansiyeline sahip ikinci ülke konumunda. Ancak Türkiye’nin son 10 yılda yenilenebilir enerji üretimdeki bu atılımı, ‘HES’lerin yapımında balık geçitlerine gereken önem veriliyor mu?’ sorusunu akıllara getiriyor. 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu'na göre 'Akarsularda Engellemeler Yapılması Yasağı'yla ilgili 22. Madde de ‘Akarsular üzerinde kurulmuş ve kurulacak olan baraj ve regülatör gibi tesislerde, su ürünlerinin geçmesine mahsus balık geçidi veya asansörlerin yapılması ve bunların devamlı olarak işler durumda bulundurulması mecburidir.’ deniliyor. Ancak uygulamalara bakıldığında durum hiç de öyle görünmüyor. Yurt genelinde kurulan 173 regülatörün 33’ünde balık geçidi bulunuyor. İşletmeye açılarak faaliyete geçen 240 adet barajda ise balık geçidi hiç inşa edilmemiş. Bu durum dört yanı barajlarla çevrili Kahramanmaraş’ta da farklı değil. İl genelinde yapımı tamamlanan ve devam eden 62 HES projesinin sadece 13’ünde balık geçidi bulunuyor. Balık geçitlerinin projelerinde yer almasına karşın, yapılmamasının en önemli nedenleri arasında, HES işleten firmaların gerek maliyet artışı, gerekse balık geçidinden akan suyu boşa giden para olarak değerlendirmesi gösteriliyor. Bunun sonucu ise balık geçidi yapılmadan inşa edilen barajlar, üremek ve beslenmek için göç eden balık türlerini yaşadıkları bölgeye hapsediyor. “BALIK GEÇİTLERİ İHMAL EDİLMEMELİ” Barajların çoğalmasıyla balık geçitlerinin gündeme geldiğini belirten Su Ürünleri Mühendisi Orhan Bülbül, enerji üretimi adına su kaynaklarındaki doğal yaşamın yok edilmemesi gerektiğini söyledi. Önlem alınmadığı takdirde gelecekte iç sulardaki ekolojik dengenin bozulacağını aktaran Bülbül, “Bu gün göç yolunda balıkların önündeki en büyük engel, barajlar, bentler ve regülatörlerdir. Balık geçitleri, bu engeli ortadan kaldırıyor, hem enerji üretimine olanak sağlıyor, hem de doğal dengenin sürekliliğinin sağlanmasına yardımcı oluyor.” dedi. Balık geçitlerinin ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Bülbül, şunları dile getirdi: “Geçitler yapılmazsa bu gün iç sularımızdaki türlerin çeşitliği ve miktarında azalma olacaktır. Buda iç sulardaki su ürünleri üretiminin zamanla yok olmasına sebep olacaktır. Balık geçitleri özellikle HES’lerin yapımı itibarıyla gündeme gelmiş, su ürünleri açısından önem arz etmektedir. Çünkü bu gün birçok türlerimiz gerek denizden akarsuya, gerekse akarsudan denize göç etmektedir. Bunların önündeki en büyük engel de baraj ve bentlerdir. Biz yasa gereği bu bentlere ve barajlara balık geçitleri yaptırarak türlerin özelikle su ürünlerinde göç eden türlerin göçleri sağlanıyor. Balıklar bu yolculukta hem beslenme, hem de üreme göçlerini gerçekleştiriyor.” Ülkelerin ekonomisinde enerji üretiminin önemli bir yer tuttuğunu bildiren Bülbül, bunu yaparken baraj ve bentlere balık geçitleri yapılarak aynı zamanda su ürünleri üretiminin de devamlılığının sağlanabileceğini vurguladı. GELİŞMİŞ ÜLKELERDE BU ÇALIŞMA YÜZ YIL ÖNCE YAPILDI Gelişmiş ülkelerde 15. yüzyıldan itibaren balık geçitleriyle ilgili projeler hazırlandığını hatırlatan Bülbül, 1914 yılında Amerika’da, 1915 yılında Avrupa’da birçok akarsuda balık geçitleriyle ilgili çalışmaların tamamlandığını, ülkemizde ise ilk kez Ege Bölgesi'nde 1937 yılında Emiralem regülatöründe ilk balık geçidinin yapıldığını kaydetti. Kahramanmaraş’ta 62 adet HES projesi bulunduğunu, bu projelerden 24 tanesinin faaliyete girdiğini anlatan Bülbül, “İl müdürlüğü olarak 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu gereği mevcut yapılmış olan HES’ler üzerine bizler balık geçitlerinin yapılmasının şart olduğunu bildirdik. Bugüne kadar bunlardan 13 tanesine balık geçidi yapılmış durumda.” bilgisini verdi. “YILAN BALIĞI YOK OLDU” Kahramanmaraş’ta özelikle Aslantaş Barajı yapıldıktan sonra yılan balığı türünün yok olduğunu, dere alabalığı, tatlısu kefali, çaparbalık, sivri sazan ve sarıbalık türlerinin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Bülbül, şunları kaydetti: “Yukarı Ceyhan havzasında yılan balığı kalmamıştır. Eğer bu barajda balık geçidi olsaydı bugün yılan balığı kuzey ilçelerindeki Ceyhan Nehri'nin yatağına kadar çıkabilirdi. Bu durum üremeyi engellediği için tür yok oldu. Bu türlerin yanında yine kırmızı benekli alabalık, sazan balıklarının birkaç türü bu bölgede göç eden tür olarak bilinmektedir. Böyle devam ederse o türlerde yok olacak.” “GEÇİTLERİN İŞLEVSELLİĞİ ÖLÇÜLÜYOR” Türkiye’de 65 barajda balık geçidi bulunduğu bilgisini veren Bülbül, mevcut geçitlerin işlevselliğini ölçmek amacıyla proje hazırlandığını ve bir yıl içerisinde nehirden tersine yüzen 760 adet balık tespit edildiğini sözlerine ekledi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü İhsan Emiralioğlu da su ürünlerinin gıda kaynaklarının temini konusunda önemli bir unsur olduğunu belirtti. Akarsular üzerine kurulan baraj ve bentlerin değişik şekillerde engellemeler yaptığını söyleyen Emiralioğlu, “Balıklar alt kottan üst kota yavrulama amaçlı veya yaşam alanlarını devam ettirmek amacıyla, tatlı su balıkları acı suya, acı su balıkları tatlı suya geçiş için bu alanları kullanmak zorundalar. İşte akarsuların üzerine yapılan hidroelektrik santralleri ve sulama amaçlı yapılan bentler balıkların geçişine zaman zaman engel oluyor. Bu geçitler bizim gözlemlerimize göre balıklar tarafından yoğun bir şekilde kullanılıyor. Doğal dengenin korunması bakımından bu geçitlerin akarsular üzerinde yapılan tüm barajlara yapılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.