İZMİRin Foça İlçesinde düzenelenen bombalı saldırıda yaralanan Muharrem Ünal, kendisini hasta yatağında unutan yetkililere
İZMİR'in Foça İlçesi'nde düzenelenen bombalı saldırıda yaralanan Muharrem Ünal, kendisini hasta yatağında unutan yetkililere sitem etti. Ünal, "Olaydan sonra herkes yanıma gelip fotoğraf çektirdi. Hastaneden çıktıktan sonra kimse aramadı. Olay anında 3 askeri kurtardım. Birini kurtarırken, bende yaralandım. Uzun süre yatacağım için tek isteğim ortopedik yatak oldu, ama sadece şişme yatak gönderdiler" diyerek tepki gösterdi.
Foça'da, geçen 9 Ağustos'ta saat 08.07 sıralarında Değirmenlik Caddesi'nde, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı Foça Deniz Üs Komutanlığı Amfibi Görev Grup Komutanlığı'na ait servis otobüsünün geçişi sırasında iki ayrı patlama meydana gelmiş ve olayın ardından Ulaştırma Er Özkan Ateşli olay yerinde, Ulaştırma Uzman Çavuş Hakan Furkan Özmen de ağır yaralı olarak kaldırıldığı Ege Üniversitesi Hastanesi'nde şehit olmuştu. Olayda 1'i sivil olmak üzere 12 kişi yaralanmıştı. Evinin önünde gerçekleşen ikinci patlamada, askerlere yardımcı olurken yaralanan, Foça Belediyesi çalışanı 38 yaşındaki Muharrem Ünal, yaşadığı ilgisizliği tepki gösterdi. Vücuduna saplanan şarapnel parçaları nedeniyle ayağında 15 parçalı kırık oluşan Ünal, çok ciddi operasyonlar geçirdiğini ve hastanedeki ilk 3-4 gününü hiç hatırlamadığını söyleyip, yaşadığı söylediği ilgisizliği şöyle dile getirdi: "Ayağımdaki kemikler çok parçalı kırık olduğu için doktorlar ameliyat yapamıyor. Şarapnel olan yerde iyileşme daha da geç olacak. Doktorum sadece ortopedik bölümün 9 ay süreceğini söyledi. Tamamen iyileşmem yaklaşık iki yılı bulacak. Valilik, Kaymakamlık, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı aradım. Hiç tepki gelmedi. Hele askeriye hiç yardım etmiyor. Olay sırasında 3 askeri kurtardım zaten birini kurtarırken bende yaralandım. Uzun süre yatacağım için tek isteğim ortopedik yatak oldu. Onu da iyileştikten sonra geri vermek kaydıyla istedim. Askeriye de bayramın birinci günü kutunun içinde bana şişme yatak gönderdi. Buna çok üzüldüm."
Resmi olarak yetkili yerlere müracaatlarda bulunduğunu, ancak bürokrasinin çok yavaş işlediğini belirten Muharrem Ünal, "Benim her günüm kayıp. Ayağım yüzünden çalışamıyorum. 4 aylık bebeğimiz var. Biz evde de ağaç kökü yemiyoruz. Bizim vatanımız, milletimiz bu kadar ucuz değil. Hastanedeyken her gün arıyorlardı. 'Yapacağım bir şey var mı' diye sorulmaz, yapılır. Sonuçta ben hayatım boyunca böyle bir durum yaşamadım. Yetkililer gerekenleri biliyordur, ona göre yardımcı olmalılardı" dedi.
Eşinin yaşadığı duruma çok üzüldüğünü belirten Melek Ünal, "Eşime 'Gitme' diye bağırdım. Ama her zamanki gibi dinlemedi. Bende o zaman 2 aylık olan bebeğimizle kapıda olanları izliyordum, eşim içeri girmemiz için seslendi. Olayda da yaralandı" dedi.