Türkiye’de tıbbi kenevir üretimi, 2024 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yeni mevzuatıyla yeniden şekilleniyor. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından düzenlenen başvuru sürecinde 16 üreticiye tıbbi kenevir üretim lisansı verildi.
Türkiye’de son yıllarda yeniden gündeme gelen kenevir üretimi; birçok sektöre sağladığı katkılar ve çevre dostu özellikleriyle dikkat çekiyor. Tarımsal verimliliği yüksek olan kenevir, toprağı havalandırması ve böcek ilacı gerektirmemesi gibi avantajlarının yanı sıra, kısa sürede yetişmesiyle de çiftçiler için cazip bir alternatif oluşturuyor. Tıbbi kenevir üretiminde edindiği global başarıyı Türkiye’ye getirerek 360 derece danışmanlık ve sürdürülebilir tesis çözümleri sunan Enerama Çevre Teknolojileri, tıbbi kenevir sektöründe yeni bir dönemi başlatıyor.
Dünya genelinde yıllık binlerle ton tıbbi kenevir üretildiğini ve bunun üçte birinin uluslararası ticarete konuolduğunu söyleyen Enerama Çevre Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Cem Güvendiren,“Türkiye’de uzun yıllar gerileyen kenevir üretimi son yıllarda artış gözlemlense de hâlâ yeterli seviyeye ulaşmış değil. Kenevirin kullanım alanları oldukça geniş. Kağıttan kumaşa, izolasyon malzemelerinden kozmetik ürünlerine kadar pek çok sektörde değerlendirilen bu bitki, otomotivden biyoyakıta kadar yenilikçi alanlarda da kendine yer buluyor. Üstelik, kenevir lifi cam elyafına alternatif olarak otomotiv bileşenlerinde kullanılabilirken, tohumu ise gıda ve ilaç sektöründe önemli hammaddeler arasında gösteriliyor” dedi
Enerama, Tıbbi Kenevir Üretimine Teknolojik Çözümler Sunuyor
Kenevirin geçmişte önemli bir üretim alanına sahip olduğunu ancak işleme tesislerinin kapanmasıyla üretimin de gerilediğini söyleyen Güvendiren, “Ülkemiz, dünyanın önde gelen tarım ülkelerinden ve sayılı ileri teknoloji sera üretim merkezlerinden biridir. Enerama olarak, örtülü ileri teknoloji tarım üreticilerinin projelerini hayata geçirme konusunda kararlıyız. Üreticilere, günümüzde ileri teknoloji örtülü tarımın önemini, sunduğu verimlilik ve kalite farkını anlatmak en büyük hedefimiz. Enerama, bugüne kadar yurt dışında tıbbi kenevir için toplam 860.000 m² sera ve iç mekân üretim ile kurutma tesisi kurmuş, bakım ve yönetimini üstlenmiştir. Sektörde ileri teknolojiye ve tecrübeye sahibiz. ABD’de en büyük 10 üreticinin de içinde olduğu yetiştirme ve kurutma tesislerinin kurulumlarını gerçekleştirdik. Tıbbi kenevir üretiminde enerjide yüzde 30 ile 50 arasında tasarruf ve verimde de yüzde 100 artış sağlıyoruz. İstanbul Tuzla’daki fabrikamızda 4 bin 800 metrekare kapalı 2 bin metrekare de açık alanda üretim yapıyoruz. İstanbul’dan kurduğumuz bütün tesisleri 7/24 takibini yapıyoruz.Ülkemizde yalnızca kenevir değil; tüm odunsu olmayan bitkilerin de doğa koşullarından etkilenmeden, temiz, lezzetli, organik ve hızlı büyütülmesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Ayrıca düşük ısılarda hassas kurutma teknikleriyle tarım ürünlerinin kalitesini koruyarak işlenmesini destekliyoruz. Enerama olarak global deneyimimiz ve yenilikçi teknolojimiz ile tıbbi kenevir üretiminde lideriz. Tesis kurulumu ve danışmanlık hizmetleri, nem kontrolü ve kurutma çözümleri ile ürün verimliliği sağlarken, donanımlı cihazlarımız sayesinde yüksek verimli ekstraksiyon ve hava dezenfeksiyon teknolojileri sunmaktayız. Yalnızca Dragon İklimlendirme Sistemi ile değil; seralar için Karbondioksit Jeneratörü, Otomatik Sulama ve Besleme Sistemi, Uzaktan Yönetim ve Takip Sistemi, Düşük Isıda Meyve Kurutma Sistemi, Air Purifier Hava Dezenfeksiyon Sistemi ve Pyramid Garden Aeroponics Dikey Tarım Sistemi gibi yenilikçi çözümlerimizle de üreticilerin yanındayız” açıklamasında bulundu.
“Ülkemiz İçin Yeni Bir Fırsat: Tıbbi Kenevir”
Türkiye’de tıbbi kenevir sektörünün iç pazarın yanı sıra ihracat fırsatları da oluşturduğuna değinen Güvendiren, “1.000 metrekarelik bir yetiştirme ve kurutma tesisi için ortalama 1 milyon dolarlık yatırım maliyeti öngörülüyor. Yüksek kaliteli üretim için uluslararası standartlara uyum, özellikle GMP (Good Manufacturing Practices) standartlarının sağlanması, tıbbi kenevir üretiminde kritik bir öneme sahip. Üretim sürecinin profesyonel bir ekip tarafından yönetilmesi, kaliteyi artırırken aynı zamanda olası riskleri minimize etme açısından büyük bir avantaj sağlıyor. Türkiye’de tıbbi kenevir üretimi, öncelikli olarak ilaç fabrikaları ve eczaneler gibi belirli bir hedef kitleye yöneliktir. Ancak ihracat fırsatlarını da değerlendiriyor ve Avrupa pazarını bu alanda önemli bir potansiyel olarak görüyoruz. Sektörün kısa vadede ekonomik katkısının sınırlı olacağı düşünülse de, uzun vadede yüksek katma değerli ürünlerle ilaç sektörüne ve yerel ekonomilere önemli bir katkı sunmasını bekliyoruz. Türkiye’nin tıbbi kenevir sektöründe global bir oyuncu haline gelmesi, ancak doğru stratejiler ve sürdürülebilir yatırımlarla mümkün olabilir. Tıbbi kenevir sektörüne yapacağımız her bir yatırımı hem yerel ekonomiyi desteklemek hem de uluslararası pazarlarda rekabet gücümüzü artırmak için büyük bir fırsat olarak görüyoruz” dedi.