Türkiye Tiyatro Vakfı’nın hazırladığı “Ustalar Ustalarını Anlatıyor” adlı podcast serisi, Tilbe Saran ve Metin Akpınar’ın konuk olduğu iki yeni bölümle devam ediyor! Usta-çırak ilişkisinin giderek yok olduğu günümüzde ustalık kavramını odağına ala
Dünden bugüne kalanları araştırmak ve gün yüzüne çıkarmakla yetinmeyip bugünden
yarına kalacakları da kayıt altına almayı amaçlayan Türkiye Tiyatro Vakfı tarafından
hazırlanan “Ustalar Ustalarını Anlatıyor” adlı podcast’inin her bölümünde günümüzün
usta tiyatro sanatçılarından biri konuk olarak hem konu üzerine görüşlerini hem de kendi
ustalarını ve onlara dair anılarını paylaşıyorlar. Moderatörlüğünü ilk üç bölümde Hasan
Şahintürk’ün, devamında ise Noyan Ayturan’ın üstlendiği seri, usta-çırak ilişkisinin
giderek yok olduğu günümüzde ustalık kavramını sorguluyor. “Ustalar Ustalarını
Anlatıyor”, her bölümde konuklarıyla birlikte her şeyin hızla tüketildiği, herkesin çabucak
“kahraman” olduğu günümüzde usta-çırak ilişkisinden söz edilip edilemeyeceği;
öğrenmenin en etkili yollarından biri olarak tanımlanan ve bir deneyim aktarımına
dayanan bu ilişkinin geçmişte kalıp kalmadığı gibi soruları masaya yatırıyor. Tiyatro
tarihimize dair önemli bir derleme sunan seri konuklarıyla bugünü konuşurken aynı
zamanda düne ışık tutmayı ve bunları yarına bırakmayı hedefliyor.
“Yıldız Hoca, benim yolculuğumdaki ilk büyük mühürdür”
“Ustalar Ustalarını Anlatıyor” serisinin ikinci bölüm konuğu olan Tilbe Saran, tiyatro
hayatına attığı ilk adımdan itibaren karşılaştığı çok sayıdaki usta ismi anarken söze
Yıldız Kenter ile başlıyor. “Yıldız Hoca, gerçekten benim yolculuğumdaki ilk büyük
mühürdür,” diyen Saran, “O yoksul odamızda bize kıymetli olduğumuzu ama mesleğin
bizden de kıymetli olduğunu öğretti... O taptığı mesleğine nice çıraklar yetiştirdi ve
çıraklarının önünde bir derviş gibi sessizce eğildi,” diye anlatıyor. Sahne üzerinde
herkesin herkesten bir şey öğrenebileceğine ve tiyatro eğitiminin geleneklerinde karşılıklı
aktarımın çok kuvvetli olduğuna değinen Saran, kendisinin de hocalarından,
meslektaşlarından, izlediği oyunlardan ve oyunculardan olduğu kadar öğrencilerinden de
öğrenmekte olduğunu dile getiriyor.
“Ulvi Uraz Hoca sahneye girmeden enerjisini biriktirir, yükselir ve sahneye girerdi”
Üçüncü bölümün konuğu olan Metin Akpınar ise, Haldun Taner’in yazdığı, Ulvi Uraz’ın
Nispetiye Cad. Peker Sok. Esen Apt. No:32/B K:1 D:6 Levent – İstanbul Tel: 0 212 281 12 00
www.bkziletisim.com
yönettiği “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” oyunuyla başlayan profesyonel tiyatro
hayatını anlatırken sohbeti her zamanki gibi neşeli anekdotlarla renklendiriyor. “Ulvi Uraz
Hoca sahneye girmeden önce antresinin tam önünde adeta yoga yapar gibi, konsantre
olur gibi enerjisini biriktirir, biriktirir, yükselir ve sahneye girerdi!” diye anlatan Akpınar, bu
iki büyük ismin yanı sıra yakın dostu Zeki Alasya’yı sinema hayatındaki ustaları Ertem
Eğilmez, Sadık Şendil, Münir Özkul gibi isimleri anmayı da ihmal etmiyor.
Sanatın tüm dallarına sürdürülebilir destek veren Mey|Diageo’nun katkılarıyla hazırlanan
“Ustalar Ustalarını Anlatıyor” serisinin tüm bölümlerine Spotify başta olmak üzere
podcast dinlenebilen kanallardan ulaşılabilir.