Başkan Kocaoğlu, Emniyet Müdürlüğü'nün samimi olmadığını gördüğünü ifade ederken, "TOMA'lara kesinlikle su vermiyoruz. Artık, polise otobüs de vermeyeceğiz. El koysunlar alsınlar" dedi.

 

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 3 arabalı vapur yapım sözleşmesi imza töreni çıkışı gazetecilerin Soma maden ocağı, ilçede ve İzmir'de çıkan olaylar, polislere tahsis edilen belediye otübüsleri ve il özel idare mallarının paylaşım konularındaki sorularını yanıtladı. Kocaoğlu, TOMA'lara kesinlikle su vermediklerine dikkat çekti. Belediye otobüslerini ise sadece Emniyet'in personel taşıması için verdiklerini belirten Kocaoğlu, şöyle dedi:

 

"Kesinlikle otobüsü tutuklamalarda ön karakol gibi kullanmama, gözaltına alınanları buraya almama şartıyla verdik. Ancak gördük ki maalesef Emniyet samimi değil. Bizim otobüsleri Hükümet Konağı önüne kalkan olarak sıralamışlar. Farklı bir düşünce var. Ben Soma'daydım. Sonradan öğrendim. Bu nedenle artık otobüs de vermeyeceğiz. Kendi otobüsleri var. Şoförlerini kullanmıyorlar. Biz artık otobüs de şoför de vermeyeceğiz." 

 

Basın mensuplarının "Valilik emriyle otobüslere el koyma yetkileri yok mu?" sorusuna yanıt veren Kocaoğlu şunları söyledi: 

 

"Biz vermeyelim, el koysunlar. Biz vermeyeceğiz, onlar el koysunlar, alsınlar. Çünkü, ben devamlı izliyorum. Son 3-4 olay içinde, birinde fiilen ben de vardım. Edindiğim intiba, kimsenin bir şey yapıp- yapmamasına bağlı olarak, taşkınlığa göre hareket edilmiyor. Tamamen sindirme, demokratik protesto hakkını yok sayma, insanları evden çıkmama noktasına getirmek üzere bu eylemlere müdahale ediliyor. Konuşurken su sıkılıyor. DİSK Genel Başkanı Kani Beko'nun başına gelen olay böyledir. Herkes bizi mazur görsün, biz bu konuda böyle hareket edeceğiz. Ülkenin, vatandaşın canını, malını koruyup kollamak, Valiliğe, Emniyet'e yardımcı olmak bizim görevimiz. Ama, Emniyet ve Valilik bu görevinde vatandaşı taciz etmek üzere, sindirmek, demokratik hakkını kullandırmamak üzere ve hiç sorgusuz sualsiz, insanların üzerine gitmemeli. Böyle bir şey olamaz."

 

 

Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, olaylarla ilgili olarak "Bilmem ne örgütü, şunu bunu yapıyor" diye gerekçelerin söylendiğini ifade ederken, gösterilerde demokratik haklarını kullanan insalar da olduğuna dikkat çekti. Başkan Kocaoğlu, şöyle devam etti:

 

"Gezi olaylarında gördük ki; Gündoğdu Meydanı'nda hiçbir şey olmadı. Gündoğdu Meydanı'ndan çıktıktan sonra oldu. İzmir'de bugüne kadar hiçbir protesto ve demokratik eylemde olay olmuyordu. Siz olay yaratmak isterseniz, olay yaratabiliyorsunuz. Gündoğdu Meydanı'nda Gezi olaylarında yüzbinlerce kişi vardı. Ama Basmane'ye giden insan sayısı sınırlıydı. Gösterilere 'Şunlar bunlar karışıyor' deniyor. 'Biz bu işi kökten bitirelim' diye bir şey demokratik bir ülkede olmaz."

 

 

Kocaoğlu, basın mensuplarının polisin kentteki yangın söndürme vanalarından TOMA'lara su almasıyla ilgili olarak konuyu inceleyeceklerini söyledi. Yangın vanalarının anahtarlarının itfaiye ve İZSU'da olduğunu belirten Kocaoğlu, şöyle devam etti:

 

"Emniyet bunu temin edip kullanıyorsa, bunun hukuki boyutuna bakacağız. Vanalar yangın içindir. Vatandaşa su sıkmak için değil! Zaten yangın olursa Emniyet mi, Valilik mi söndürecek? İtfaiye teşkilatı İzmir Büyükşehir Belediyesi söndürecek. Gerekli suyu gerekli yerden alacak."

 

 

İl Özel İdare Malları Paylaşım Komisyonu'nun son toplantısını yönteme tepki gösterip terkettikten sonra gündemdeki malların Maliye Hazinesi'ne verilmesiyle ilgili değerlendirmesi sorulan Kocaoğlu, şunları söyledi:

 

"Liste bizde yok. Komisyon üyesi olarak yazılı olarak uyarımızı yaptık. Henüz daha önce köy ve belde mallarıyla ilgili mutabık kaldığımız komisyon raporları Vali Bey tarafından imzalanıp bize gönderilmedi. Özel İdare komisyonu bize bildirecek. Biz de yapacağımız inceleme sonrası makul olanlara, başka kurumlara verilmesi gerekenlere ses çıkartmayacağız. Diğer kurumlara verilmesi gerekenleri yazıyla bildireceğiz. Ondan sonra hukuki yollardan tapularına, şirketlere, şerh koyacağız. Dava süreci başlatacak, sonuna kadar hukuki mücadeleye devam edeceğiz. Başka çaremiz yok." 

 

 

İl Özel İdare mallarının yagından mal kaçırır gibi bir yerlere götürülmesinin çok yanlış olduğuna belirten Kocaoğlu şöyle devam etti:

 

"Bu mallar, yerelin, İzmirli'nin malıdır. Benim Belediye binam nasıl İzmirlinin malıysa belediye şirketleri nasıl İzmir'in malıysa, yerel sermayeyle kurulduysa, İl Özel İdare de aynı statüdedir. Bu mallar İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hakkıdır. Ben de Büyükşehir Belediyesi'nde tapusu olan okul, hastane yerini seve seve veriyorum. Paraya dönüştürülmek istenen, satılmak istenen yerel mallar var. Çünkü Karayolları arazisi gibi pek çok genel mallar satışa çıktı. Kuş Cenneti'ne varıncaya kadar! Şimdi İl Özel İdaresi mallarına mı sıra geldi? Gelsinler İzmir Büyükşehir Belediye binasını da alsınlar. Burası da para yapar. Belediye binasını alsınlar,satsınlar kurtulalım. Biz Kordon'da çadıra geçeriz. Böyle iş olur mu ? Bu mantıkla bu ülke yönetileez. Sıkıntı çok büyük. Türkiye bu mantıkla gitmez."

 

 

Sözleşme imza töreninde Soma maden ocağında yaşananlarla ilgili konuşan Başkan Kocaoğlu, gerçekten dayanılması çok güç bir acı çektiklerini kaydederek, şöyle dedi:

 

"Toprağa verdiğimiz bir gencimizin, toprağa vermeden 12 saat önce bir çocuğu olmuştu. İkiz kardeşler birlikte vefat etti. Ben tanrıdan rahmet diliyorum, nur içinde yatsınlar. Tabii ki dileğimiz bir daha böyle büyük bir faciayı yaşamamaktır. İnsan, canı en kıymetli varlıktır, bunun parayla, mülkle kıyaslanması bile bizim inancımıza göre, Anadolu'nun geleneklerine göre son derece yanlıştır. Tedbirlerin alınması, bilimin, teknolojinin kullanılması ve sadece kar amacıyla gençlerimizin, çocuklarımızın riskli alanlarda çalıştırılmaması, bunun için yetkililerin, hepimizin çok ciddi tedbirler alması hepimizin görevidir. Allah bir daha böyle bir acıyı yaşatmasın." 

 

 

Kocaoğlu, basın mensuplarına yaptığı açıklamada Soma'da dün (cuma) yapılan yürüyüşte meydana gelen olaylarla ilgili olarak ise "Soma'da adamın yüreği yanmış, yürüyüş, basın açıklaması yapacak. Atatürk heykeline çelenk koyacak. Bu insanın üzerine TOMA'larla, ilaçlı su sıkarsanız, cildi yakan kimyasallar sıkarsanız olmaz. Nereye gidiyoruz? Hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız" dedi.