ABD’nin 45. başkanı seçilen Donald Trump’ın yönetim kadrosunda kilit noktalar için yaptığı tercihler tartışma konusu oldu.
Trump’ın, başkan seçildikten sonra ilk üst düzey görevlendirmeleri geçiş ekibi tarafından duyuruldu. Beyaz Saray Özel Kalem Müdürlüğü’ne Cumhuriyetçi Parti Ulusal Komite Başkanı Reince Priebus’u getirmeyi kararlaştıran Trump, baş strateji danışmanı olarak ise kampanya menajeri Stephen Bannon’u belirledi.
Donald Trump, kampanyasını birlikte yürüttükleri Priebus ve Bannon’ı “nitelikli liderler” olarak tanımladı.
Priebus, Washington’ın işleyişini yakından bilen tecrübeli bir isim olarak dikkati çekiyor. Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan’ın yanı sıra partinin önde gelen diğer isimleriyle iyi bir ilişki içinde olduğu bilinen Priebus, yaklaşık 5 yıldır partinin sözcülüğünü yapıyor. Priebus, Trump yönetiminin idari kadrosunu yönetecek, Beyaz Saray ile Kongre arasında iletişimi düzenleyecek.
Özel Kalem Müdürü tercihi özellikle partililer tarafından olumlu karşılansa da Priebus’un, Trump’ın Müslümanlar ve göçmenlerle ilgili kampanya sürecindeki sözlerine sıkı destek vermesi ülkedeki bu kesimlerde tedirginliğe neden oldu.
Trump’ın baş stratejist tercihi ise Cumhuriyetçi Parti içinde dahi tartışmalara sebep oldu. Trump’ın kıdemli danışmanı olarak belirdiği Stephen Bannon, partililerin “ırkçı ve aşırı sağcı” görüşleriyle mesafeli yaklaştığı bir isim.
Bannon, Trump’ın seçim kampanyası menajeri olmadan önce, yabancı düşmanlığı ve nefret söylemi yaptığı eleştirilerinin odağındaki Breitbart adlı yayın kuruluşunu yönetiyordu. Cumhuriyetçi Parti’nin çizgisi dışındaki açıklamalarıyla zaman zaman tepki toplayan Bannon’ın bu göreve getirilmesi ülkedeki birçok kesim tarafından “endişe verici” olarak yorumlandı.
"BANNON'IN ATANMASI TEDİRGİN EDİCİ"
Bannon’ın yönetimde kritik bir pozisyonda yer bulmasına karşı çıkanların arasında Amerikalı Müslümanlar da var. ABD’nin en büyük Müslüman sivil toplum kuruluşu olan Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR), Bannon’ın üst düzey görevlendirilmesini kınadı.
CAIR Başkanı Nihad Awad, yazılı açıklamasında, “Stephen Bannon’ın Trump yönetiminin en üst strateji danışmanı olarak atanması, Müslümanlık karşıtı komplo teorilerinin ve Beyaz ırkçı ideolojinin memnuniyetle karşılanacağına ilişkin tedirgin edici mesaj gönderiyor. Başkan seçilen Trump, eğer Amerikalıları gerçekten birleştirmek istiyorsa bu sakıncalı tercihini gözden geçirmesi çağrısında bulunuyoruz.” ifadesini kullandı.
Awad, Bannon’ın atanmasının, ABD’deki giderek büyüyen ırkçı ve etnik nefret ile bölünmeyi körüklediğini vurguladı.
KABİNE ŞEKİLLENİYOR
ABD'nin 45. Başkanı seçilen Donald Trump'ın kabinesinde hazine ve enerji bakanlıkları için değerlendirilen isimler ön plana çıkmaya başladı.
Bloomberg'in haberlerine göre, Donald Trump'ın geçiş ekibi, Hazine Bakanı için eski Goldman Sachs yöneticisi Steve Mnuchin'i tavsiye etti.
Trump'ın seçim kampanyasının finans direktörü olan olarak görev yapan Mnuchin, New York merkezli Dune Capital Management'in kurucuları ve üst düzey yöneticileri arasında yer alıyor.
HOLLYWOOD FİLMLERİNİN FİNANSÖRÜ
Daha önce 17 yıl boyunca finans devi Goldman Sachs'de yöneticilik yapan Mnuchin, ayrıca yüksek profilli Hollywood filmlerini finanse etmesiyle tanınıyor.
İntihar Timi, Çılgın Max: Öfkeli Yollar ve Keskin Nişancı Mnuchin'in son yıllarda finanse ettiği filmler arasında bulunuyor. ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın ve Senatonun onaylaması durumunda Hazine Bakanı olacak Mnuchin'in mücadele etmek zorunda kalacağı en önemli sorunların başında ülkenin giderek artan bütçe açığı ve gelir dağılımı eşitsizliği geliyor. Ayrıca, Trump'ın Çin'e kur manipülasyonu dolayısıyla uygulamayı taahhüt ettiği yaptırımlar, yeni Hazine Bakanının görev alanına girecek.
ENERJİ BAKANLIĞI İÇİN 3 İSİM
Associated Press'in haberine göre ise Trump'ın ekibi Enerji Bakanı için üç isim üzerinde duruyor. Bu isimler arasında "Petrol Kralı" olarak bilinen Harold Hamm, North Dakota Cumhuriyetçi Temsilcisi Kevin Cramer ve yatırımcı Robert Grady yer alıyor.
Trump'ın enerji alanındaki planlarının, Obama yönetiminin 8 yıl boyunca yürüttüğü temiz enerji politikalarıyla taban tabana zıt olmasının yeni enerji bakanının işini zorlaştıracağı öngörülüyor.
ABD Başkanı Barack Obama, başkanlığı süresince yenilenebilir ve yeşil enerjiye ağırlık vererek, petrol, doğalgaz ve kömür üretiminde kısıtlamalara neden olan düzenlemeleri uygulamaya koymuştu. Trump'ın ise Obama'nın temiz enerji vizyonu kapsamındaki düzenlemelerini değiştirerek, petrol, doğalgaz ve kömür üretiminde kısıtlamaları kaldırması bekleniyor.