ABD medyasında yer alan söz konusu bilgi, Temsilciler Meclisi Denetim Komitesince konuya ilişkin yayımlanan 60 bin sayfalık raporla gündeme geldi. 

Raporda, Donald Trump için başkanlık kampanyası sırasında en fazla bağış toplayan kişi olarak tanımlanan Amerikalı iş adamı Thomas Barrack'ın aynı zamanda "Colony Capital Inc." adlı yatırım şirketinin sahibi olduğu ve ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ortak projeler için kurulan "IP3 International" adlı firma ile de yakın irtibat halinde bulunduğu belirtildi.

En yetkili isimlere kolaylıkla ulaşabiliyorlar

Barrack'ın, Suudi Arabistan'a olası nükleer teknoloji transferinin sağlanmasında rol almak için çaba gösterdiği vurgulanan raporda, Barrack ve "IP3 International" firma yetkililerinin ise Trump'ın damadı ve Başdanışmanı Jared Kushner de dahil olmak üzere yönetimden en kıdemli isimlere bile kolaylıkla ulaştığı ifade edildi.

Bununla beraber Barrack'ın, ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) Büyükelçi olmak için bizzat Trump ile görüştüğü, bu görüşmeler sırasında da "ABD'nin çıkarları için" Suudi Arabistan'a herhangi bir kısıtlama olmadan nükleer teknoloji transferi sağlanması konusunda kendisini ikna etmeye çalıştığı aktarıldı.

"Trump çizgileri ortadan kaldırdı"

Öte yandan, Beyaz Saray'ın, Trump'ın arkadaşlarının potansiyel kazancını Amerikan halkının ulusal güvenliği ve nükleer silahların yayılmasını önleme hedefinin önüne koyduğu tartışılan raporda, "Trump yönetimi, devletin dış politika çıkarları ile şirketlerin devlet politikalarındaki etkisini bir birbirinden ayıran çizgileri neredeyse ortadan kaldırdı." değerlendirmesinde bulunuldu.

Temsilciler Meclisi Denetim Komitesi, şubat ayında yönetim içindeki bazı muhbirlerin verdiği bilgi ve belgelere dayanarak, Trump yönetiminin Suudi Arabistan'a "son derece hassas" nükleer teknoloji transferi gerçekleştirme planının olduğunu duyurmuş ve konuya yönelik soruşturma açmıştı.

Komite üyesi Elijah E. Cummings, nükleer transferin çıkar çatışmaları yaratarak Amerikan ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceğine dikkati çekmiş, Trump yönetiminin ise plana dair tüm çabaların durdurulması çağrısına kulak asmadığını belirtmişti.