Arap Baharının yaşandığı ülkelerde, diktatörlerin devrilmesinin ardından iki dini güç öne çıktı; Müslüman Kardeşler ve Selefiler. Diktatörlerin devrilmesi sürecinde işbirliği yapan bu iki güç, şimdi birbirine rakip. Tunusta hükü
Arap Baharı'nın yaşandığı Mısır'da seçimlerin ardından Müslüman Kardeşler, Tunus'ta ise onunla bağlantılı İslamcı Ennahda partisi iktidara geldi.
Ancak her iki ülkede de Suudi Arabistan'daki gibi Vahhabiliği benimseyen radikal dinci Selefiler, önemli bir siyasi güç olarak ortaya çıktı.
El Kaide'yi zaman zaman sahiplenen ve kendi görüşlerini paylaşmayanlara karşı şiddete başvurmaktan kaçınmayan Selefiler, son dönemde Müslüman Kardeşler'in de tepkisini çekiyor.
Tunus'ta, Selefilerin Hz. Muhammed'e hakaret eden filmi protesto için ABD Büyükelçiliği'ni hedef almaları hükümeti harekete geçirdi.
Hükümetin büyük ortağı Ennahda'nın lideri Raşit Gannuşi, ülkede Selefilere artık göz açtırılmayacağı mesajını verdi.
Gannuşi, "Selefiler sadece Ennahda'ya değil, ülkedeki kamu özgürlüklerine ve güvenliğine de tehdit oluşturuyor. Bu yüzden yasal yollardan Selefilerle baş edilmeli" diye konuştu.
Gannuşi, özgürlüklerin ihlal edilmesine izin vermeyeceklerinin de altını çizerek, "İdeolojik anlamda Selefilerle farklılaşıyoruz. İçlerinde aşırı ideolojiyi benimseyenler var, ama fikirlerini barış içinde anlatanlar da var. Devlet iki Selefi partiyi barışçıl olduğu için onayladı. Ancak düşüncelerini dayatmak için şiddeti kullananlarla savaş halinde.." dedi.
Selefiler, yaşadıkları ülkelerde Suudi Arabistan'dakine benzer bir şeriat düzeni kurulmasını istiyor.
Arap basını, Suudi Arabistan'ın Selefilere, Katar'ın ise Müslüman Kardeşler'e maddi destek sağladığını belirtiyor.