Muhammed Buazizi isimli işsiz bir gencin, 17 Aralık 2010 günü kendisini yakmasının ardından başlayan gösterilerin isyana dönüştüğü ve neredeyse tüm Arap coğrafyasına yayıldığı ülke olan Tunus'ta gençler yeniden ayakta. Ülkenin Cezayir sınırındaki Kasrin vilayetinde işsizliğe karşı başlayan eylemler ülke genelinde hükümet karşıtı protestolara dönüştü. Eylemlerin başladığı Kasrin’de salı günü yaşanan çatışmalarda bir polis yaşamını yitirdi. Gözlemciler, protestoların, 2011’de Arap Baharı’nın fitilini ateşleyen ve Zeynel Abidin bin Ali’nin iktidarına son veren eylemlere benzediği görüşünde.

İŞSİZLİK İNTİHARA SÜRÜKLEDİ

Tunus’ta eylemlerin başlaması Muhammed Buazizi’nin kendisini yakarak intihar etme süreciyle benzerlik taşıyor. Cumartesi günü Kasrin kentinde Ridha Yahyaoui isimli genç işsizlik yüzünden intihar etti. İsminin iş için başvurduğu bir kurumun listesinde bulunmadığını gören Ridha Yahyaoui bir telgraf direğine tırmandı ve intihar etme tehdidinde bulundu. Yahyaoui direğin üstündeki tellere dolandı ve elektrik çarpması sonucu yaşamanı yitirdi. 

2010 yılının Aralık ayında da Mohamed Buazizi isimli genç, bir belediye görevlisi tarafından tezgahına el konulmasının ardından kendisini yakarak intihar etmiş ve Buazizi’nin ölümü, ülkeyi demir yumrukla yöneten devlet başkanı Zeynel Abidin bin Ali’yi devirecek eylemleri tetiklemişti. 

İŞSİZLİK ARTTI!

Tunus’ta işsizliğe tepki olarak başlayan protestolar ülke çapına yayıldı. Ülkede 2010’da yüzde 12 olan işsizlik, 2015’te yüzde 15’in üzerine çıktı. İşsizlerin en az üçte birini üniversite mezunları oluşturuyor. Hükümet, eylemlerin ardından Kasserine kentindeki 6 bin gence iş için harekete geçtiğini duyurdu. 

Tunus hükümeti hafta sonundan bu yana ülke genelinde yayılan eylemleri sakinleştirmek için bir dizi tedbir planı açıkladı. Acil bir kabine toplantısının ardından konuşan Hükümet Sözcüsü Halid Chouket “5 bin kişilik yeni bir istihdam planı” açıkladı.

‘İş, özgürlük ve onur’ sloganları atan gençler, hükümetin işsizliğe çözüm bulmakta yetersiz kaldığını belirtiyor. Euronews’e konuşan bir genç, durumu, “Çalışma hakkımızı savunuyoruz. Hükümete sesimizi duyurmanın tek yolu çatışma. Başka türlü duymuyorlar. Beş yıldır soruyoruz zaten ama henüz cevap vermediler. Biz 8 kişilik bir aileyiz. Peki geçimimizi kim sağlıyor? Kız kardeşim üniversite diploması olmasına rağmen sokak temizlikçisi olarak çalışıyor. 8 kişi için 234 dinar (110 dolar), buna inanabiliyor musunuz? Evimizde kiracıyız ve ev sahibi üç yıldır bizi sokağa atmaya çalışıyor. Benim için her gün doğumu yeni bir umut değil artık” şeklinde özetledi.