Deniz haydutluğu ile mücadelede Türkiye açısından yeni bir döneme giriliyor. Deniz Ticareti Genel Müdürlüğünce yürütülen çalışmalarla Türk bayraklı gemilerde özel güvenlik personeli bulundurulması yolunda mevzuat hazırlığı başl
Deniz haydutlarınca kurban olarak seçilen gemilerin taşıdığı yükler hedef alındığı gibi, maalesef can kayıpları dahi yaşanabiliyor. Saldırıya uğrayan gemi personeli çeşitli mağduriyetlere maruz kalıyor. Bu personelin aileleri, bazen aylar boyunca yakınlarından haber alamıyor.
Bununla birlikte dünya deniz ticaretinin önünde ciddi bir engel teşkil eden, alınan ek güvenlik tedbirleri ve artan riskler nedeniyle sigorta primleri ile birlikte navlunları arttıran deniz haydutluğu maalesef tüm dünyayı olduğu gibi Türk denizcilik sektörünü de olumsuz etkiliyor.
2011 yılında deniz haydutluğunun dünya denizcilik sektörüne getirdiği yükün (Toplamda 6,6-6,9 milyar $) %81’i denizcilik şirketleri tarafından (5,3-5,5 milyar $); %19’u (1,3 milyar $) ise hükümetlerce karşılandı. Toplamda ödenen fidye miktarı 160 milyon $, sigorta giderleri ise 635 milyon $ olarak kayıtlara geçti. (Oceans Beyond Piracy Raporu)
Deniz haydutluğu dünya deniz ticaretini ciddi şekilde etkilemeye devam ederken bu sorunla mücadele etmek için, tavsiye edilen güvenlik koridorlarını kullanarak seyir yapılmasından ulusal konvoy geçişlerinin kullanılmasına kadar birçok önlem alınıyor.
Günümüzde bu önlemlere ek olarak gemide özel sözleşmeli silahlı güvenlik personeli bulunduruluyor. Hâlihazırda Türk mevzuatında Türk bayraklı gemilere ilişkin bu uygulama hakkında bir düzenleme bulunmaması ve sektörden gelen ciddi talepler neticesinde Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü koordinesinde hukuki düzenlemelerle ilgili çalışma başlatıldı.
20 Mart 2013 tarihinde Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü koordinesinde düzenlenen toplantıda konuyla ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri doğrultusunda mevzuat hazırlama çalışması başlatıldı ve bir çalışma grubu kuruldu. Düzenli aralıklarla yapılacak olan toplantılarla önce hangi mevzuat değişikliklerinin gerekli olduğu ortaya konacak, ardından taslak bir mevzuat hazırlanacak. Ardından taslak mevzuat kurum ve kuruluşların onayına sunularak yasama aşamasına geçilmesi planlanıyor.
Mevzuat düzenlemesiyle Türk özel güvenlik şirketlerinin dünya çapındaki etkinliğinin ve pazar payının artması hedefleniyor.