GÜNCEL

Türkiye'den Atina'nın uykularını kaçıracak hamle! Dünya gündemine oturacak

Türkiye, Doğu Akdeniz’deki haklarını korurken 100’den fazla STK’dan 12 Ada, Girit ve Batı Trakya için son derece kritik bir hamle geldi. STK’lar, Yunanistan’ın bir oldu-bittiyle başlattığı ve on yıllardır sürdürdüğü işgali BM, AB ve uluslararası yarg

14 Mayıs 2020 Saat: 09:17
Türkiyeden Atinanın uykularını kaçıracak hamle! Dünya gündemine oturacak
Türkiye'den Atina'nın uykularını kaçıracak hamle! Dünya gündemine oturacak

Mavi Vatan Dokrini ile Ege ve Akdeniz’deki Yunan işgalini bitirmek için aktif bir strateji izleyen Türkiye’ye sivil toplum kuruluşlarından destek geldi. Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği, 100’den fazla STK ile birlikte hukuken Türkiye’ye ait olan ancak fiilen işgal altındaki 12 Ada, Girit ve Batı Trakya gibi konuları yargıya taşıma kararı aldı.

#2
Foto - Derneğe akademik destek veren İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Topsakal, davayı uluslararası en üst mercilere taşıyacakları bilgisini paylaştı. Doğu Akdeniz ve Ege’de uluslararası hukuku çiğneyen komşular olduğunu, bunların başında da Yunanistan’ın geldiğini ifade eden Topsakal, Atina’nın hukuku hiçe sayıp 12 Adalar’a asker çıkardığını hatırlatarak şöyle konuştu:

Derneğe akademik destek veren İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Topsakal, davayı uluslararası en üst mercilere taşıyacakları bilgisini paylaştı. Doğu Akdeniz ve Ege’de uluslararası hukuku çiğneyen komşular olduğunu, bunların başında da Yunanistan’ın geldiğini ifade eden Topsakal, Atina’nın hukuku hiçe sayıp 12 Adalar’a asker çıkardığını hatırlatarak şöyle konuştu:

#3
Foto - Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Halit Kanak ise Osmanlı coğrafyasını 8 bölgeye ayırdıklarını ve özellikle Balkanlar’daki aşiretlerle bile irtibat halinde olduklarını anlatarak şu bilgileri verdi: “Coğrafyayı 8 bölgeye böldük. 8 bölge başkanımız görevli. Bunların altında da ülke başkanlarımız var. Şu anda 42 ülkede ülke başkanlarımız yönetimlerini oluşturmuş durumda. Türk Cumhuriyetleri’nde ve Balkanlar’da obalara, aşiretlere kadar ulaşmış durumdayız. Salgın bittikten sonra işleri hızlandıracağız. Lahey Adalet Divanı, BM gibi uluslararası kurumlara dava müracaatlarımızı yapacağız ve bu işin mutlak bir şekilde takipçisi olacağız. Biz Girit ve 12 Ada üzerindeki haklarımızı konuşmazsak birileri Mavi Vatan’ı, Libya’da oluşumuzu, Kıbrıs’taki varlığımızı sorgulamaya kalkar. Şu anda madem ki biz asırlarca Türk gölü olarak anılan Akdeniz’e bunca aradan sonra Cumhurbaşkanımızın emriyle inmişiz, fiili olarak varız. Öyleyse hukuki olarak da var olmak mecburiyetindeyiz.”

Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Halit Kanak ise Osmanlı coğrafyasını 8 bölgeye ayırdıklarını ve özellikle Balkanlar’daki aşiretlerle bile irtibat halinde olduklarını anlatarak şu bilgileri verdi: “Coğrafyayı 8 bölgeye böldük. 8 bölge başkanımız görevli. Bunların altında da ülke başkanlarımız var. Şu anda 42 ülkede ülke başkanlarımız yönetimlerini oluşturmuş durumda. Türk Cumhuriyetleri’nde ve Balkanlar’da obalara, aşiretlere kadar ulaşmış durumdayız. Salgın bittikten sonra işleri hızlandıracağız. Lahey Adalet Divanı, BM gibi uluslararası kurumlara dava müracaatlarımızı yapacağız ve bu işin mutlak bir şekilde takipçisi olacağız. Biz Girit ve 12 Ada üzerindeki haklarımızı konuşmazsak birileri Mavi Vatan’ı, Libya’da oluşumuzu, Kıbrıs’taki varlığımızı sorgulamaya kalkar. Şu anda madem ki biz asırlarca Türk gölü olarak anılan Akdeniz’e bunca aradan sonra Cumhurbaşkanımızın emriyle inmişiz, fiili olarak varız. Öyleyse hukuki olarak da var olmak mecburiyetindeyiz.”

#4
Foto - Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, STK’ların uluslararası platforma taşımaya hazırlandığı Girit ve 12 Ada’nın Türkiye toprağı olduğunu söyledi. Yunanistan’ın haklarımızı gasp ettiğini vurgulayan Yalım, hukuki durumu şöyle özetledi: “2. Balkan Savaşı’ndan sonra 30 Mayıs 1913’te Londra Anlaşması imzalandı. Londra Anlaşması’ndan sonra Girit adası 4 ülkeye bırakıldı. Bunlar Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ. Yani tek başına Yunanistan’a bırakılmadı. Etrafındaki 14 ada da Osmanlı Devleti’ne kaldı. Lozan Anlaşması’nın 12. maddesinde de Girit ile ilgili anlaşma tekrar tasdik edildi. Lozan’dan sonra Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ, Girit üzerindeki egemenlik haklarından fiilen feragat etti. Uluslararası hukuk gereği bu 3 ülke hakkından feragat ettiği için o topraklar aslına rücû eder. Yani Girit’in 4’te 3’ü Türk toprağı oldu. Çünkü biz Osmanlı’nın halefiyiz. Osmanlı Devleti’nin hem borçlarını aldık hem de topraklarını aldık. Yunanistan bu hakların kendisine ait olduğuna ilişkin bir belge çıkartamıyor. Neden çıkartamıyor, çünkü elinde bir belge yok. Ayrıca Girit’in etrafında Türkiye’ye bırakılan 14 adadan 5’i de halihazırda Yunan işgali altında.”

Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, STK’ların uluslararası platforma taşımaya hazırlandığı Girit ve 12 Ada’nın Türkiye toprağı olduğunu söyledi. Yunanistan’ın haklarımızı gasp ettiğini vurgulayan Yalım, hukuki durumu şöyle özetledi: “2. Balkan Savaşı’ndan sonra 30 Mayıs 1913’te Londra Anlaşması imzalandı. Londra Anlaşması’ndan sonra Girit adası 4 ülkeye bırakıldı. Bunlar Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ. Yani tek başına Yunanistan’a bırakılmadı. Etrafındaki 14 ada da Osmanlı Devleti’ne kaldı. Lozan Anlaşması’nın 12. maddesinde de Girit ile ilgili anlaşma tekrar tasdik edildi. Lozan’dan sonra Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ, Girit üzerindeki egemenlik haklarından fiilen feragat etti. Uluslararası hukuk gereği bu 3 ülke hakkından feragat ettiği için o topraklar aslına rücû eder. Yani Girit’in 4’te 3’ü Türk toprağı oldu. Çünkü biz Osmanlı’nın halefiyiz. Osmanlı Devleti’nin hem borçlarını aldık hem de topraklarını aldık. Yunanistan bu hakların kendisine ait olduğuna ilişkin bir belge çıkartamıyor. Neden çıkartamıyor, çünkü elinde bir belge yok. Ayrıca Girit’in etrafında Türkiye’ye bırakılan 14 adadan 5’i de halihazırda Yunan işgali altında.”

#5
Foto - “12 Adalar, Trablusgarb Savaşı sonrasında İtalyanlar tarafından işgal edildi. 1912’deki Uşi Anlaşması ile Trablusgarp ve Bingazi İtalya’ya verildi. Buna karşılık İtalya, 12 Ada’yı boşaltıp Osman’ya devredecekti. Fakat hemen sonra 1. Balkan Savaşı ve Yunanistan’ın Ege adalarını işgali başlayınca bu devir teslim gerçekleşmedi. Lozan’ın 15. maddesi ile 12 Adalar, İtalya egemenliği altında bırakıldı. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra 1947’de Paris Anlaşması ile 12 Ada İtalya’dan alınıp Yunanistan’a verildi. Uluslararası anlaşmalar hukukuna göre bir anlaşmanın maddesi değişirse mutlaka taraf olan devletlerin tamamının ya da çoğunluğunun o değişiklikte imza atması lazım. Şimdi 12 Ada Lozan’ın 15. maddesinde geçiyordu. Türkiye Lozan’da taraftı ancak Paris’te taraf değildi. Dolayısıyla burada gayri hukuki bir devir oldu. Hukuken Türkiye’nin onayı ve rızası olmadan böyle bir devir yapılamaz. İtalya 12 Ada üzerindeki egemenlik haklarından vazgeçtiği zaman hukuken aslına rücû ediyor. Yani Türk toprağı oluyor. Yunanistan bu işgal ettiği adalardaki vatandaşlarına tapu veremiyor. Neden? Çünkü bize ait.”

“12 Adalar, Trablusgarb Savaşı sonrasında İtalyanlar tarafından işgal edildi. 1912’deki Uşi Anlaşması ile Trablusgarp ve Bingazi İtalya’ya verildi. Buna karşılık İtalya, 12 Ada’yı boşaltıp Osman’ya devredecekti. Fakat hemen sonra 1. Balkan Savaşı ve Yunanistan’ın Ege adalarını işgali başlayınca bu devir teslim gerçekleşmedi. Lozan’ın 15. maddesi ile 12 Adalar, İtalya egemenliği altında bırakıldı. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra 1947’de Paris Anlaşması ile 12 Ada İtalya’dan alınıp Yunanistan’a verildi. Uluslararası anlaşmalar hukukuna göre bir anlaşmanın maddesi değişirse mutlaka taraf olan devletlerin tamamının ya da çoğunluğunun o değişiklikte imza atması lazım. Şimdi 12 Ada Lozan’ın 15. maddesinde geçiyordu. Türkiye Lozan’da taraftı ancak Paris’te taraf değildi. Dolayısıyla burada gayri hukuki bir devir oldu. Hukuken Türkiye’nin onayı ve rızası olmadan böyle bir devir yapılamaz. İtalya 12 Ada üzerindeki egemenlik haklarından vazgeçtiği zaman hukuken aslına rücû ediyor. Yani Türk toprağı oluyor. Yunanistan bu işgal ettiği adalardaki vatandaşlarına tapu veremiyor. Neden? Çünkü bize ait.”

#6
Foto - Ümit Yalım, silahsız olması gereken 12 Ada’nın Yunanistan’ın silah deposuna dönüştüğünü hatırlattı. Lozan’da adaların silahsız olacağını ilişkin açık bir madde bulunduğunu vurgulayan Yalım, hukuken geçersiz olan Paris Anlaşması’nda da ‘silahsız olacak ve silahsız kalacaktır’ diye madde bulunduğunu aktardı. Yalım özetle şu bilgileri paylaştı: “Lozan ve Paris anlaşmalarına aykırı hareket eden Yunanistan, Ege’deki 23 adanın büyük kısmını cephaneliğe çevirdi. Atina yönetimi Limni, Rodos, Midilli ve İstanköy adalarına savaş uçakları için havaalanları inşa etti. Lozan Anlaşması ile muharip askerden arındırılan fakat Yunanlıların son yıllarda garnizon haline getirdiği Limni, Sakız, Sisam ve İstanköy adalarına mekanize birlikler yerleştirilirken adalara tank, top, savaş uçakları ve taarruz helikopterlei de konuşlandırıldı. Ege kuzeyindeki Limni, Sakız, Sisam, Ahikerya, İstanköy adalarına her biri ortalama 4’er bin askerden oluşan tugaylar ve Semadirek ile Meis adalarına ise taburlar yerleştirdi. Bunun yanısıra Yunan ordusu, sadece Rodos ve Midilli’ye 10’ar bin askerden oluşan iki tümen de konuşlandırdı.” (Yeni Şafak)

Ümit Yalım, silahsız olması gereken 12 Ada’nın Yunanistan’ın silah deposuna dönüştüğünü hatırlattı. Lozan’da adaların silahsız olacağını ilişkin açık bir madde bulunduğunu vurgulayan Yalım, hukuken geçersiz olan Paris Anlaşması’nda da ‘silahsız olacak ve silahsız kalacaktır’ diye madde bulunduğunu aktardı. Yalım özetle şu bilgileri paylaştı: “Lozan ve Paris anlaşmalarına aykırı hareket eden Yunanistan, Ege’deki 23 adanın büyük kısmını cephaneliğe çevirdi. Atina yönetimi Limni, Rodos, Midilli ve İstanköy adalarına savaş uçakları için havaalanları inşa etti. Lozan Anlaşması ile muharip askerden arındırılan fakat Yunanlıların son yıllarda garnizon haline getirdiği Limni, Sakız, Sisam ve İstanköy adalarına mekanize birlikler yerleştirilirken adalara tank, top, savaş uçakları ve taarruz helikopterlei de konuşlandırıldı. Ege kuzeyindeki Limni, Sakız, Sisam, Ahikerya, İstanköy adalarına her biri ortalama 4’er bin askerden oluşan tugaylar ve Semadirek ile Meis adalarına ise taburlar yerleştirdi. Bunun yanısıra Yunan ordusu, sadece Rodos ve Midilli’ye 10’ar bin askerden oluşan iki tümen de konuşlandırdı.” 

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Bidünya Haber | Dünya ve Türkiye Gündemine uzak kalmayın. Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
Yukarı ↑