Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Biz yapmamız gerekeni yaptık. E siz vermediniz, yalvaracak halimiz yok. 'S-400'ü almayacaksın, kullanmayacaksın' gibi tehditkar yaklaşımlar Türkiye'de sonuç vermez." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bazı televizyon ve gazete temsilcileriyle bir araya gelerek, gündemdeki konuları değerlendirdi. Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin aksayan yönleri ile ilgili yaptıkları çalışmalarla ilgili detaylı bilgi verdi.
Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Oktay özetle şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne çok acımasız yaklaşılıyor. Bir şey değişince hemen yarın sonucu almanız lazım gibi bir beklenti var. Oysa parlamenter sistemin yakın tarihte neden olduğu krizleri en son Çiller anlattı. (28 Şubat süreci) Ekonomik kriz, siyasi kriz, hükümet krizi, Meclis'in çalışmaması... Askerin brifingler vermesi... Her şey birbiri içine girmiş, hiçbir şey çalışmıyor. Maliyeti 300 milyar dolar olan, hiçbir kurumun çalışmadığı, sistemin çalışmadığı bir kesit. Çoğunluğun azınlığa, azınlığın zoraki çoğunluğa dönüştürüldüğü bir dönem. Yapının kilitlendiğini, bizi bir yere götürmediğini biliyorum."
Bugün, Doğu Akdeniz, Suriye, terörle mücadele gibi konular varken Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin olmamasının alternatif maliyetini düşünün. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, bölgede tehdit ve fırsatı anında değerlendirip anında müdahale şansı veriyor. Sistem hemen oturdu demek de, hemen oturmasını beklemek de doğru değil.
Sorunlar ya da eksiklikler, sistemden mi yoksa uygulamadan mı kaynaklanıyor diye baktık. Yüzde 95'in üzerinde uygulamadan kaynaklandığını gördük. Eski sistemin alışkanlıkları ile yeni sistemi uygulamaktan kaynaklı sorunlar."
"Bu birinci mesele. İkinci mesele ise Külliye metaforu. Yani bir şef ya da daire başkanı 'Külliye'ye sormam lazım' sözünü ediyor. Biz bunu söyleyenleri bilmek istedik. Çünkü işine gelince işi hallediyorlar, işlerine gelmeyince 'Külliye'ye soralım' diyorlar. Bazı inisiyatif almayan, almak istemeyen yöneticilerden de kaynaklı olduğunu gördük. Üçüncü mesele, sistem tepeden kuruldu. Yani tepeden illere teşkilatlara yansımasında henüz elbiseyi herkesin tam giymediğini gördük. Yeniden yapılanmanın tamamlanmadığını gördük."
"Mevcut Anayasa 177 madde. Değişmeyen sadece 58 maddesi var. Oysa genç bir anayasa. Genç ama değişmiş. Sorun ruhu ile ilgili. Ruhunda rahatsız eden bir şey var. Birey, toplum ve demokratik yapı öncelikli bir çerçeve olmalı. Hep birlikte karar vereceğimiz bir yapı oluşturulmalı. Birinin dayattığı değil, tartışıp belirlediğimiz asgari müştereklerde buluştuğumuz bir yapıyı belirleyelim diyoruz."
"ABD'nin terör örgütleri ile birlikte çalışmalarından rahatsızız. Devlet, devleti muhatap alır. Terör örgütleri ile çalışmaz. Sen devlet misin değil misin? Bunu kendilerine de ifade ediyoruz. Bu yanlış. Terörle mücadelenin dini, dili, ırkı, rengi, senin teröristin, benim teröristim olmaz."
"Biz yapmamız gerekeni yaptık. E siz vermediniz, yalvaracak halimiz yok. 'S-400'ü almayacaksın, kullanmayacaksın' gibi tehditkar yaklaşımlar Türkiye'de sonuç vermez. Tehditkar yaklaşımlardan vazgeçmeliler. Oturup konuşalım diyoruz. Sorunları ayrıştırıp, her bir sorunu ayrı ayrı çözebiliriz."
"Reform hiç bitmez. 20 yıl daha kalsak yine reform paketi olacak. Beklentiler farklılaştıkça, arttıkça yeni reform paketleri olacaktır. Dinamik süreçlerin getirdiği yeni ihtiyaçlardan bahsediyoruz."