Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Paris'te bir dergiye yapılan saldırıyla ilgili olarak, terörün her türlüsüne karşı olduklarını ve her türlü terörle mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.
Paris'te dergiye yapılan saldırıyla ilgili açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, terörün her türlüsünü kınadıklarını belirterek, mücadele edilmesi gereken iki unsurun bulunduğunu, bunlardan birinin ise bölgedeki ve tüm dünyadaki terörle mücadele olduğunu kaydetti. Hangi dinden, hangi mezhepten, hangi bölgeden gelirse gelsin terörün her türlüsü ile ayrım yapmadan mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Bugün dünyanın en büyük eksikliklerinden bir tanesi de maalesef budur. Terörle mücadelede ciddi bir eksiklik var. DEAŞ ile mücadelede bile kaç aydır herhangi bir sonuç elde edilemedi. Strateji yok. Kapsamlı bir strateji yok, hedef belli değil. Ama sadece DEAŞ ile sınırlı değil, dünyanın diğer bölgelerinde de bunu görüyoruz. Bugün Avrupa'yı özellikle tehdit eden, Avrupa'da hakları ve değerlerimizi tehdit eden başka bir unsur ise yıllardır vurgulamaya çalıştığımız Avrupa'da birçok artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve İslamafobiya'dır. Öyle görüyoruz ki, tüm bu artan akımlarla terör birbirini tetikliyor maalesef" dedi.
"HOR GÖRMEMEK GEREKİYOR"
Çavuşoğlu, bunların birbirini doğrudan tetiklediğini gördüklerini ifade etti. İnsanların inanç özgürlüklerine de saygı duyulması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Aşağılamamak gerekiyor, hor görmemek gerekiyor ve herkesin inancına, dinine, kültürüne saygı duymak gerekiyor. Avrupa'da artan ve hepimizin değerlerini ve bizleri tehdit eden ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamafobiya'yla mücadele etmemiz gerekiyor. Terörün her türlü ile mücadele etmemiz lazım ve başarmamız lazım" diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Çavuşoğlu, bir gazetecinin "Son saldırılar acaba İslamafobiya'yı tetikler mi?" sorusu üzerine şunları kaydetti:
"Biraz önce söyledim, ikisi de birbirini tetikliyor maalesef. Artan ekonomik krizler ayrımcılığı, yabancı düşmanlığını, İslamafobiya'yı tetikliyor. Diğer taraftan bakıyorsunuz, bunu gören insanların DEAŞ'a ve diğer terör örgütlerine katılan yabancı savaşçıları soruyorsunuz, 'neden oralara katılıyor' diye. Buralarda gördüğü ayrımcılığı sebep gösterenlerin sayısı birinci sırada maalesef. Bunlar hep birbirini tetikliyor. Bizim dinimiz barış dinidir, anlamı da barıştır. Dolayısıyla terörü İslam'la, İslam diniyle ilişkilendirmek doğru bir yaklaşım değildir. Maalesef bunu da görüyoruz. Başka dinlerden de terör saldırıları oluyor. Ama biz terörün her türlüsüne karşıyız ve her türlüsü ile mücadele edilmesi gerekiyor diyoruz. Bunun altını çiziyoruz. Maalesef bu akımlar birbirini tetikliyor."