İSOnun Türkiyenin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesine göre, TÜPRAŞ, 27,4 milyar TLlik üretimden satış rakamına göre en büyük sanayi kuruluşu oldu
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) ''Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'' listesine göre, TÜPRAŞ, 27,4 milyar TL'lik üretimden satış rakamına göre en büyük sanayi kuruluşu oldu.
İSO'nun gerçekleştirdiği çalışmanın 2011 yılı sonuçları, Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük tarafından düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Üretimden satışlar rakamına göre TÜPRAŞ, 27 milyar 409 milyon 868 bin 901 TL ile sıralamada geçmiş yıllarda olduğu gibi ilk sırada yer alırken, ilk 5'te TÜPRAŞ'ı 8 milyar 533 milyon 757 bin 811 lira ile Ford Otomotiv, 7 milyar 357 milyon 961 bin 625 lira ile Oyak-Renault, 7 milyar 27 milyon 130 bin 941 lira ile Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ), 6 milyar 366 milyon 477 bin 476 lira ile TOFAŞ takip etti.
Sıralamada ilk 10'da yer alan diğer şirketler ile sırasıyla 6 milyar 231 milyon 566 bin 91 lira ile Arçelik, 5 milyar 274 milyon 727 bin 229 lira ile Ereğli Demir ve Çelik, 5 milyar 99 milyon 690 bin 583 lira ile İskenderun Demir Çelik, 4 milyar 882 milyon 363 bin 871 lira ile İÇDAŞ ve 4 milyar 577 milyon 117 bin 597 lira ile Aygaz yer aldı.
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) gerçekleştirdiği ''Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması''na göre 2011 yılında en fazla kar eden sanayi kuruluşu 1 milyar 792 milyon 792 bin 942 lira ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)oldu.
İSO'nun 44 yıldır aralıksız olarak hazırladığı ve İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük tarafından açıklanan ''Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'' araştırmasının 2011 yılı sonuçlarına göre, satış vergileri hariç net üretimden satışlarda, 27 milyar 409 milyon 868 bin 901 lira ile TÜPRAŞ birinci sırayı alırken, bunu 8 milyar 533 milyon 757 bin 811 ile Ford Otomotiv, 7 milyar 357 milyon 961 bin 625 lira ile Oyak-Renault izledi.
-En fazla kar eden kuruluşlar-
Araştırmaya göre, 2011 yılında en fazla kar eden sanayi kuruluşu 1 milyar 792 milyon 792 bin 942 lira ile TPAO oldu. TPOA 2010 yılında ikinci sırada yer almıştı.
En fazla kar eden kuruluşlar arasında 1 milyar 309 milyon 891 bin 386 lira ile Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) ikinci sırada yer alırken, vergi öncesi dönem karında ilk iki sırayı açık ara ile kamu kuruluşları aldı. Üçüncü sırada 1 milyar 259 milyon 93 bin 425 lira ile TÜPRAŞ bulunurken, dördüncü sırada Eti Maden İşletmeleri, beşinci sırada Ereğli Demir ve Çelik, altıncı sırada Ford Otomotiv, yedinci sırada Ülker Bisküvi, (sekizinci sırada şirket ismi belirtilmedi), dokuzuncu sırada Philsa Philip Morris ve onuncu sırada ise Tüprag Metal yer aldı.
En fazla kar eden ilk 10 kuruluş arasında 3 kamu kuruluşu bulunurken bu sayı 2010'a göre bir adet azaldı.
-İhracatın şampiyonu TÜPRAŞ-
Son yıllarda olduğu gibi 2011 yılında da İSO 500 kapsamında en fazla ihracat yapan ilk on kuruluşun tamamı özel sektör kuruluşları oldu.
İhracatta 2010 yılında ikinci olan TÜRPAŞ, 2011 yılında 4 milyar 245 milyon 426 bin dolar ile ilk sıraya yükseldi.
İkinci sırada ise 2010 yılında üçüncü sırada olan Ford Otomotiv, 3 milyar 472 milyon 580 bin dolar ile 2011 yılında bir sıra yükseldi. Bu şirketi 2010 yılının ihracat şampiyonu olan Oyak-Renault 3 milyar 213 milyon 577 bin dolar ile takip etti.
Dördüncü sırada Tofaş, beşinci sırada Arçelik, altıncı sırada Vestel Elektronik, yedinci sırada Toyota Otomotiv, sekizinci sırada OMV Petrol Ofisi, dokuzuncu sırada İçdaş ve onuncu sırada Petkim yer aldı.
2011 yılında, 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 17,8 oranında arttı. Aynı yılda Türkiye ihracatındaki artış oranı ise yüzde 18,5 olmuştu.
2011 yılında İSO 500'ün ihracatında ilk sırada, yüzde 25,3'lük payla taşıt araçları sanayi yer alırken, ihracatta lider durumda olan taşıt araçları sanayi ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 14,7 oranında artış sağladı.
İhracatta ikinci sırada yüzde 19,8'lik pay ile ana metal sanayi yer aldı. Bu sektör 2010 yılında yüzde 17,7'lik payla dördüncü sırada iken, 2011 yılındaki ihracat artışı yüzde 31,7 olarak gerçekleşti.
2011 yılında üçüncü sırada ise yüzde 17,8 pay ile kimya, petrol ürünleri, lastik ve plastik sanayi yer aldı. Bu sektörün ihracat artış oranı yüzde 16,2 oldu.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) 500 çalışmasına göre, 2011 yılında kar eden kuruluş sayısı 380, zarar eden kuruluş sayısı 120 olurken, kar eden kuruluş sayısı 2010'a göre 54 kuruluş azaldı, zarar eden kuruluş sayısı ise neredeyse ikiye katlandı.
İSO tarafından hazırlanan ''Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'' çalışmasının 2011 sonuçlarına göre, İSO 500'ün üretici fiyatlarla yarattığı brüt katma değerin Türkiye GSYH içindeki payı, 2011 yılında ise 0,3 puan azalarak yüzde 9'a geriledi. 2001 yılında yüzde 8 olan bu oran 2002'de yüzde 10,8'e yükselerek en yüksek değerine ulaşmış, 2009'da yüzde 8,6'ya düşerken, 2010'da nispi bir artış göstererek yüzde 9,3'e yükselmişti.
2011 yılında İSO 500 kapsamındaki özel kuruluş sayısı 487, kamu kuruluşu sayısı 13 olurken, kamu kuruluşlarının sayısında azalma görüldü ve kamunun İSO 500'ün ekonomik büyüklükleri içindeki payı küçüldü. Kamu kuruluşlarının İSO 500 üretimden satışları içindeki payı 1982'de yüzde 49 iken, bu oran 2011'de yüzde 5,9'a geriledi.
Geçtiğimiz yıl İSO 500'deki sanayi kuruluşlarında toplam üretimden satışlar cari fiyatlarla yüzde 27, sabit fiyatlarla ise yüzde 13,1 oranında arttı. Bu artışların, 2010 yılındaki yüzde 21,8 ve yüzde 14,7'lik artışlara kıyasla elde edilmesi dikkati çeken bir unsur olarak göze çarpıyor.
Özel kuruluşlarda ise 2011'de üretimden satışlar cari fiyatlarla yüzde 29,4, sabit fiyatlarla yüzde 15,2 oranında artış gösterdi.
-Kaynak yapısında bozulma-
Kaynak yapısına bakıldığında 2011'de sanayi sektöründeki olumlu gelişmeye rağmen, kur ve kredi faizlerinde yaşanan artışlar nedeniyle İSO 500 kapsamındaki özel kuruluşlarda kaynak yapısında nispi bir bozulma görüldü.
İSO 500 özellerde 2010 yılında yüzde 54,4 olan toplam borç oranı 2011'de son 7 yılın en yüksek düzeyi olan yüzde 58,5'e yükselirken, özkaynak payı ise yüzde 45,6'dan 41,5'e geriledi. Kamuda ise 2010'da yüzde 32,9 olan toplam borç oranı 2011'de yüzde 21,4'e geriledi, özkaynak payı yüzde 67,1'den 78,6'ya yükseldi.
Kaynak yapısındaki bozulma, toplam borçlar/özkaynak oranlarında da görüldü. İSO 500'deki özel kuruluşlarda bu oran 2008'de yüzde 119,3 ile tepe yaparken, 2009'da yüzde 103,8'e geriledi, 2010'da yüzde 119,2'ye, 2011'de ise yüzde 140,7'ye yükseldi.
Bu oranın bu kadar hızlı yükselmesinin, kaynak yapısındaki hızlı bozulmayı ortaya koyduğuna dikkat çekilirken, borç/özkaynak makasının açılması kur ve faizlerin artması durumunda özellikle karlılığı olumsuz etkilediği belirtildi.
-Kar eden azaldı, zarar eden arttı-
2011 yılında İSO 500'de kar eden kuruluş sayısı 380, zarar eden kuruluş sayısı ise 120 iken, 2010'da ise İSO 500 kapsamında kar eden kuruluş sayısı 434, zarar eden kuruluş sayısı 66 düzeyindeydi.
Geçtiğimiz yıl kar eden kuruluş sayısı 2010'a göre 54 kuruluş, kriz öncesine, 2007 yılına göre 70 kuruluş azaldı.
2010'da zarar eden kuruluş sayısının 66 olduğu gözönüne alındığında, 2011'de bu sayının neredeyse ikiye katlandığı dikkati çekiyor.
İSO genelinde 2010 yılında yüzde 7,6 olan satış karlılık oranı, 2011'de yüzde 5,6'ya geriledi. Özellerde ise bu oran 2011'de dönem kar ve zarar toplamındaki düşüşün etkisiyle yüzde 5,9'dan yüzde 4,8'a indi.
-Vergi öncesi kar ve zarar toplamı-
Vergi öncesi dönem kar ve zarar toplamına bakıldığında, cari fiyatlarla yüzde 5,5, sabit fiyatlarla yüzde 15,9 oranında küçülme görüldü. Özel kuruluşlarda ise vergi öncesi dönem kar ve zarar toplamı cari fiyatlarla yüzde 7,9 oranında artarken, sabit fiyatlarla yüzde 3,9 oranında düştü.
Kamu kuruluşlarında dönem kar ve zarar toplamındaki olumsuzluğun ''daha büyük boyutta'' olduğuna dikkati çekilirken, kamu kuruluşlarında dönem kar ve zarar toplamı cari fiyatlarla yüzde 40,8, sabit fiyatlarla yüzde 47,3 oranında geriledi.
-Toplam borçlar yüzde 20,1 arttı-
2011 yılında İSO 500'de toplam borçlar yüzde 20,1 oranında artış gösterirken, özel kuruluşların borçları yüzde 26,6 arttı, kamu kuruluşlarında ise yüzde 38,3 düştü.
Özel kuruluşlarda borç artışının daha yüksek olması, kurlardaki yukarı doğru hareket nedeniyle dış borcu olan kuruluşların TL karşılığı borçlarının artmasından kaynaklandığı belirtildi.
2011 yılında İSO 500 genelinde özkaynak toplamı yüzde 7,9, özel kuruluşlarda yüzde 7,2 ve kamu kuruluşlarında yüzde 10,4 oranlarında artış gösterirken, aktif toplamı İSO 500'de yüzde 14,1, özel kuruluşlarda yüzde 17,8 oranlarında arttı, kamu kuruluşlarında ise bu oran yüzde 5,8 azaldı.
-Net katma değer yüzde 9,4 artış gösterdi-
Net katma değer ise İSO 500 genelinde cari fiyatlarla yüzde 9,4'lük artış gösterdi, sabit fiyatlarla ise yüzde 1,8 oranında geriledi. Özel kuruluşlardaki artış ise cari fiyatlarla yüzde 19,1 sabit fiyatlarla yüzde 6,9 oranlarında gerçekleşti.
Brüt katma değerlere bakıldığında da temel fiyatlarla brüt katma değer İSO 500 genelinde cari fiyatlarla yüzde 10,1 artarken, sabit fiyatlarla yüzde 1,2 oranında geriledi.
Özel kuruluşlardaki artış ise cari fiyatlarla yüzde 17,8, sabit fiyatlarla yüzde 5,7 oranlarında gerçekleşti.
Üretici fiyatlarıyla brüt katma değer ise İSO 500 genelinde cari fiyatlarla yüzde 13,4, sabit fiyatlarla yüzde 1,8 oranında büyüdü. Özel kuruluşlarda da artış cari fiyatlarla yüzde 18,4, sabit fiyatlarla yüzde 6,3 oldu. Kamuda ise yüzde 26,3 ve yüzde 33,9'luk düşüşler görüldü.
-Çalışan sayısı yüzde 4,3 arttı-
2011 yılında İSO 500 genelinde çalışan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 4,3 oranında arttı. Bu oran özel kuruluşlarda yüzde 5,1 oranında artarken, buna karşılık kamu kuruluşlarında yüzde 1,3 azalış gözlendi.
Çalışan yoğunluğunun 2003'ten itibaren azalış trendi içinde olduğu dikkati çekerken, özel kuruluşlarda 2011 yılında bu yoğunluk 1,3 ile en düşük seviyesine geriledi.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi 2011 yılında ilk 50 kuruluşun İSO 500 içindeki ağırlığı istihdam hariç, diğer tüm göstergelerde oldukça yüksek düzeylerde gerçekleşti.
2011 yılında ilk 50 kuruluş üretimden satışlardan yüzde 49 oranında pay alırken, bu oran üretici fiyatlarıyla brüt katma değerde yüzde 50,8, dönem kar ve zarar toplamında yüzde 51,3, ihracatta yüzde 52,2, çalışan sayısında yüzde 29,5 oldu. Geçen yıl 2010'a göre ihracat hariç diğer göstergelerde ilk 50 kuruluşun payı azaldı.
-140 yabancı sermaye paylı kuruluş-
İSO 500'de 2007 yılında 143 olan yabancı sermaye paylı kuruluş sayısı 2008'de 148'e, 2009'da 153'e yükselirken, 2010'da 148'e, 2011 yılında ise biraz daha azalarak 140'a geriledi.
2011'de 140 yabancı sermaye paylı kuruluşun İSO 500 üretimden satışları içindeki payı yüzde 31,1 iken, bu oran üretici fiyatlarıyla brüt katma değerde yüzde 35,4, dönem kar ve zarar toplamında yüzde 32,8, ihracatta yüzde 45,4 ve çalışanlar sayısında yüzde 31,1 oldu.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) 500 çalışmasına göre, küresel krizin başladığı 2008'de yüzde 5'e kadar gerileyen özel kuruluşlar aktif karlılığı, 2009'da yüzde 6,1 ile yeniden artışa geçti ve 2010'da yüzde 7,1'e yükseldi. Bu rakam 2011 yılında ise gerileyerek, yüzde 6,5'e düştü.
Özel kuruluşlarda 2009 yılında yüzde 13,6 olan ekonomik karlılık oranı, 2010'da yüzde 14,1'e, 2011'de ise yüzde 14,2'ye yükseldi.
Ekonomik karlılık oranlarına alt sektörler itibariyle bakıldığında ise 13 alt sektör yüzde 14,6'lık imalat sanayi ekonomik karlılık ortalamasının altında kaldı, 14 sektör ise ortalamanın üzerine çıktı.
2011 yılında en yüksek ekonomik karlılık oranlarına sahip sektörler yüzde 32,1 ile tütün işleme sanayi, yüzde 30,1 ile ağaç, mobilya ve mefruşat sanayi ve yüzde 27,7 ile lastik ürünleri sanayi oldu.
Yüzde 3,9 ile diğer imalat sanayi ve yüzde 5,5 ile ayakkabı sanayisi ise en düşük ekonomik karlılık oranları ile sıralamanın altında yer aldı.
-En yüksek varlık devir hızı diğer imalat sanayinde-
İSO 500 özellerde net katma değer/satışlar oranında son 10 yıllık dönemde bir azalma eğilimi görüldü. 2002'de yüzde 11,2 olan net katma değer/satışlar oranı, 2011 yılında yüzde 10,6'ya geriledi.
Varlık devir hızında ise yükselme yaşandı. 2010'da 1,20 olan varlık devir hızı, 2011'de 1,34'e yükseldi. Alt sektörler itibariyle bakıldığında ise 2011 yılında en yüksek varlık devir hızı 3,80 ile diğer imalat sanayinde gerçekleşti. Bu sektörü 3,25 ve 2,95'lik oranlarla; çeşitli petrol ve kömür türevleri sanayi ile petrol ürünleri sanayi takip etti. En düşük varlık devir hızına sahip alt sektörler ise 0,55 ile basım sanayi, 0,57 ile de içki sanayi oldu.
-Ödenen maaş ve ücretlerin net katma değer içindeki payı geriledi-
Özel kuruluşlarda 2010 yılında yüzde 52,9 olan ödenen maaş ve ücretlerin net katma değer içindeki payı 2011'de yüzde 49,2'ye geriledi.
Yüzde 9 olan ödenen faizlerin payı yüzde 10,6'ya, milli gelir anlamında karın, yani ana üretim faaliyetinden elde edilen karın payı ise yüzde 38,1'den yüzde 40,2'ye yükseldi.
Üretim faaliyeti dışı gelirler incelendiğinde ise, 2001 kriz yılında özel kuruşlarda üretim faaliyeti dışı gelirlerin dönem kar ve zarar toplamı içindeki payı, yüzde 547 ile tepe yaparken, 2006 yılında bu oran yüzde 26,3 ile 1989 sonrasındaki en düşük seviyesine indi.
2007'de yüzde 35,6, 2008'de yüzde 36,8, 2009'da yüzde 44,2 olan bu oran, 2010'da yüzde 34,3'e, 2011'de ise yüzde 22,7'ye geriledi.
Çalışmada, 2011 yılında oranın bu kadar küçülmesinin, ekonomik düzelmeden ziyade kambiyo zararlarının İSO 500'deki özel kuruluşlarda bir önceki yıla göre yüzde 92,9 artmasından kaynaklandığı belirtildi.
-Katma değerin yarısından fazlası kamuya-
Özel kuruluşlarda 2010 yılında yüzde 38,2 olan net katma değerin brüt katma değeri içindeki payı 2011 yılında yüzde 38,4'e yükseldi. Aynı dönemde dolaylı vergilerin brüt katma değer içindeki payı da yüzde 51,7'den yüzde 51,9'a çıktı.
1992 yılında özel kuruluşlardaki brüt katma değerin yüzde 10,5'i net dolaylı vergi olarak devlete ödenirken; bu oran son 20 yılda 5 kat artarak yüzde 50'lilerin üzerine çıktı ve katma değerin yarısından fazlası kamuya aktarılır hale geldi.
Özel kuruluşlarda yüzde 8,1 ile 2001'de en üst seviyeye çıkan ödenen faizlerin toplam satışlara oranı 2010'da yüzde 1'e kadar gerilemiş, 2011'de de yüzde 1,1 olmuştu.
Faaliyet dışı gelirlere gelince ise, en yüksek seviyesine yüzde 8,7 ile 2001 yılında çıkan faaliyet dışı gelirlerin satışlara oranı 2011'de yüzde 1,1 olarak gerçekleşti. Faaliyet dışı diğer gelirlerin satışlara oranı ise yüzde 0,5 oldu.
-Katma değerde en yüksek paya sahip sektör kimya, petrol ürünleri ve plastik sektörü-
2011 yılında İSO 500'de imalat sanayi istihdamında en yüksek paya sahip sektör yüzde 20,1 ile geçen sene de olduğu gibi gıda, içki ve tütün sanayi oldu.
Katma değerde en yüksek paya sahip sektör ise yüzde 42 ile geçen sene de olduğu gibi kimya, petrol ürünleri ve plastik sektörü oldu.
2008 sonrasında faiz oranlarında istikrarlı bir düşüş gerçekleşmiş, bu çerçevede İSO 500 özellerde ödenen faizler 2009'da yüzde 25,3, 2010'da yüzde 10,9 oranında azalmıştı. 2011'de ise özellikle yılın ikinci yarısı ile birlikte kredi faiz oranları ve kurların tekrar yükselmesi, İSO 500 özellerde ödenen faizleri yüzde 40,7 oranında artırdı. Çalışmada ödenen faizlerin finansal giderlerin sadece bir bölümünü oluşturduğu, bunun dışında finansman giderleri döviz cinsi borçlanmadan kaynaklanan kur farkı, komisyon, vade farkı, dosya masrafı gibi giderleri de kapsadığı aktarıldı.
Bu çerçevede özel kuruşların finansman giderlerinde 2009'daki yüzde 48, 2010'daki yüzde 3,1'lik azalışlardan sonra, 2011'de yüzde 102,5'lik artış görüldüğü ifade edildi.
-''Sonuçlar, 2011'in sanayi kuruluşları açısından pek parlak geçmediğini ortaya koyuyor''-
İSO Başkanı Tanıl Küçük, yüksek cari açık dışında ekonominin genelindeki olumlu gidişe rağmen, İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması'nın sonuçlarının 2011'in sanayi kuruluşları açısından pek parlak geçmediğini ortaya koyduğunu söyledi.
2011 yılında sanayi kuruluşlarında üretimden satışlar ve toplam satışların, bir önceki yıla kıyasla artarken, dönem kar ve zarar toplamı başta olmak üzere karlılığa ilişkin göstergelerin ve katma değerin bir önceki yıla göre gerilediğini ve mali yapının bozulduğunu belirten Küçük, sözlerine şöyle devam etti:
''Karlılık ve katma değerde bir önceki yıla göre düşüş ve mali yapıdaki nispi bozulmanın nedeni, kurlardaki yukarı doğru hareketlilikle kredi faizlerindeki artıştır. Kurlardaki yükseliş, kuruluşların yabancı para cinsinden borçlarının TL karşılığını yükseltirken, kredi faizlerindeki artış, kuruluşların finansman giderlerinin bir önceki yıla kıyasla yükselmesine yol açmıştır.''
Gazetecilerin sorularına yanıtlayan Tanıl Küçük, ''Orta gelir tuzağı kavramı'' hakkında konuştu.
Bunun iktisatçılar tarafından ortaya konulan genel bir kavram olduğunu belirten Küçük, bu duruma Japonya gibi, Güney Kore gibi ülkelerin düşmediğini söyledi.
Türkiye'deki yapısal dönüşümün değişmek zorunda olduğunu dile getiren Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Özel sektör bunun farkında. Rekabet gücünü artırmak, Türkiye'yi bir üst lige çıkarmak sadece bizim omuzumuzda değil. Bunu ekonomi yönetimiyle birlikte yapmalıyız. Bu ortak bir politika gerektiriyor.''
Türkiye'nin potansiyeli yüksek ve hedefleri olan bir ülke olduğunu dile getiren İSO Başkanı, ''Türkiye, yakın dönemde önemli başarılara imza attı, yapabileceklerini yaptı. Bundan sonraki amaç bir üst lige çıkmak. O yüzden yapısal dönüşüm sağlanmalı'' ifadelerini kullandı.
Kıdem tazminatı hakkındaki görüşlerini de paylaşan Küçük, bir fon oluşturulması gerektiğini ve bunun kalıcı bir şekilde çözülmesi gerektiğini çok önceden beri söylediklerinin altını çizdi.
Bunun teknik bir konu olduğunu ifade eden Küçük, üzerinde çalıştıktan sonra söylenmesi gerekenleri söyleyeceklerini dile getirdi.
-Cari açık...-
Geçen yıl cari açığa dikkat edilmesi gerektiğini söylediklerini hatırlatan Küçük, bu yılki azalmayı gördüklerini ve takdirlerini ilettiklerini kaydederek, ''Cari açıkla mücadele önemli. Ama bu büyümeden vazgeçilmesi anlamına gelmiyor'' ifadelerini kullandı.
Finansman giderlerinde ciddi bir artış olduğuna dikkati çeken Küçük, şirketlerin rekabet gücünü devam ettirmek adına dövizle borçlandıklarını söyledi.
''Yani risk alıyorlar. Bu keyfi bir risk değil, rekabet adına yapıyorlar'' diyen Küçük, bankalarla ilgili bir tartışma konusu başlatmak istemediklerini, kredi mekanizmasında bankaların öne çıktığını ama özel sektörün de diğer enstrümanları kullanacak seviyeye gelmesi gerektiğini sözlerine ekledi.