Nijerya'da kaçırılan 10 Türk denizciyi getiren uçak, bu sabah saat 08.40 itibarıyla Türkiye'ye ulaştı. Denizcilerimizi kurtarmak için bu ülkeye giden avukat Selçuk Esenyel, sadece nehirden ulaşılabilen bir köyde tutulan rehineleri kurtarmak için 20 g
Nijerya'da kaçırılmalarının ardından önceki gün serbest bırakılan 10 denizci Türkiye'ye döndü. Denizciler, THY'nin Abuja'dan kalkan 0624 sefer sayılı uçağıyla 08.40'ta İstanbul Havalimanına indi. Polis eşliğinde TGS'ye ait biraraçla İstanbul Havalimanı VIP salonuna götürülen denizcileri burada aileleri karşıladı.
Film gibi operasyon
Batı Afrika ülkesi Nijerya sahillerinde seyrederken 13 Temmuz’da saldırıya uğrayan Kadıoğlu Denizcilik’e ait Paksoy 1 adlı kuru yük gemisinin kaçırılan 10 Türk mürettebatının film gibi bir operasyonla kurtarıldığı ortaya çıktı. Hızlı botlarla yaklaştıkları 115 metre uzunluğundaki gemiye uzun namlulu silahlarla çıkan deniz haydutları, 18 mürettebatı alıkoymuştu. Sekiz mürettebat serbest bırakılırken, Hüseyin Zabun, Hakan Çakar, Serdar Çetinkaya, Ersin Yılmaz, Mücahid Şener, Hasan Hüseyin Karakurt, Ümit Tokgöz, Tezcan Selçuk, İbrahim Arsoy ve Cumhur Akpınar fidye pazarlığı amacıyla karaya çıkartılmıştı. Türk kamuoyunun en çok merak ettiği olaylar arasına giren kaçırmanın ardından Kadıoğlu Denizcilik, korsanlarla sağduyulu pazarlık yapması için avukat Selçuk Esenyel’i Nijerya’ya göndermişti. 21 Temmuz’da ülkeye giden Esenyel, gemicilerin tutulduğu Yenagoa kentine gitti. Ülkeye adını veren 4 bin 180 kilometre uzunluğundaki Nijer Nehri kıyısında kurulan ve yüzlerce küçük akarsunun nehre bağlandığı Yenagoa’da deniz haydutlarıyla konuşmaya başlayan Esenyel, denizcilerin zarar görmeden özgür kalmaları için çabaladı.
Ekvatoral iklimin hakim olduğu ülkenin sık ağaçlarla örülü ormanlık alanına götürülen denizciler, sadece nehirden ulaşılabilen bir köyde tutuluyordu.
Geniş istihbarat ağı
Esenyel, süreci Milliyet’e şöyle anlattı: “Her gün onlarla konuşmaya çalışıyordum. İsteklerini sıralıyorlardı. Polis ya da askerin harekete geçtiğini görebilecek bir istihbarat ağları vardı. Ormanın derinliklerine sadece nehirden küçük teknelerle gidiliyordu. Nehir kenarında sıralı köylerdeki kabileler bir hareket olduğunda hemen korsanlara haber verdiği için riski göze almadım. Böyle bir hareket olursa rehinelerin hemen yerini değiştirir hatta görüşmeleri sonlandırabilirlerdi. Psikolojik üstünlüğü ele geçirmek ve istedikleri rakamı elde etmek için tek iletişim yöntemimiz uydu telefonunu bir hafta kapattılar. Tekrar iletişim kurduğumuzda soğukkanlılığımı korudum. Kabileler, yakıt kaçakçılığı ve fidye ücreti ile geçiniyorlar. Bütün köyler işin içinde ve birbirleriyle organize olarak fidye verilene kadar ortak hareket ediyorlar. Deniz haydutlarının yaygın davranış şekli zarar vermeden paraya kavuşmak ilkesidir. Denizcilere aynı şekilde davrandıklarını biliyordum. 20 gün süren fidye pazarlığı sonuçlandı ve onları sağ salim teslim aldım.”
Psikolojik savaş
Deniz haydutları sadece Esenyel ile görüşecekleri, başka kimseyle irtibata geçmeyecekleri şartını sunduktan sonra pazarlığa başladı. Hiçbir silahlı güce haber verilmemesini isteyen haydutlar, köylere hareket eden tekneden haber alıyordu. Ormanın 15 kilometre içindeki köyde tutulan denizciler için fidye pazarlığı yapan korsanlar istedikleri zaman uydu telefonunu kapatarak Esenyel’e karşı psikolojik üstünlüğü kazanmak istedi. Esenyel, “Sadece yerel halkın çözebildiği nehir yolları var. Suç oranı çok yüksek bir Afrika şehrindeydim. Karşımda bir örgüt yoktu, kendilerini deniz korsanı olarak tanımlayan ve tek amaçları fidyeyi almak olan silahlı kişiler vardı” dedi.
Sağlık ve moralleri iyi
Korsanların Türk denizcilere kötü davranmadığını dile getiren avukat Selçuk Esenyel, “Onları teslim alınca hemen otelimize geldik. Kurban Bayramı’nda ailelerine kavuşacakları için çok mutluyum. Yorgunlar ama sağlık ve moralleri iyi. Korsanlar kötü davranmamış. Hatta günlük yemeklerini vermişler, yıkanmalarını sağlamışlar. Ama Afrika’nın sivrisinekleri hiç rahat bırakmamış. Sivrisinekler denizcilerimizi çok hırpalamış” dedi.
‘Bayram tadında bayram’
Geminin sahibi Ahmet Paksoy ise şunları söyledi: “Bir tek isteğimiz vardı, onları sağ salim Türkiye’ye getirmek. Tek tesellimiz onları bayramda ailelerine kavuşturmaktı. Çok sevinçliyiz. Bu konuda ailelerle sabır içinde büyük bir mücadele verdik. İşçilerimizin hepsiyle de konuştuk. Aileleriyle de görüştüler. Bütün ailelere ve bize bayram tadında bir bayram oldu. Hepimiz büyük bir mutluluk içindeyiz.”