Ünal Aysal, Galatasaray kongresi öncesi GS TV'de açıklamalarda bulunuyor.
'FİKİR AYRILIKLARI OLDU NORMALDİR'
"Aslında, 2 sene evvel çok iyi bir ekiple yola çıkmıştık. Galatasaray'ın tarihini iyi bilen arkadaşlardı. Sizlerde bazı duyumlar aldınız. Yönetim içinde bir türlü huzu bulunamadığı şeklinde haberlerdi. Fikir ayırlıkları karşılıklı konuşmalarla çözülecek şeyler dedim. Fikir ayrılıkları oldu, normaldir. Çok dolu dolu geçen 2 senenin sonrasında bazı arkadaşlarımızda bir yorulma oldu. Sporda bu çok yaşanır. Finişe gelemeden önce böyle şeyler yaşanır. Bir arkadaşımız çok yorulduğunu televizyonda söyledi. Albayrak gibi bir aşkla, şevkle, heyecanla çalışan bir arkadaşımız bile yoruldu."
'TAKVİYELERLE DEVAM ETMEMİZ GEREKİYOR'
"Bizim yeni takviyelerle yola devam etmemiz gerekiyor. Galatasaray sorunlarının bir kısmını çözdü. Tamamını çözmek gerekiyor. Tek sebep, yorgunluk değil. Fikir ayrılıkları da var. Fikir ayrılıklarının daha fazla artması ve bunun bizi yorması oldu. Evvelden planlanmış, programlanmış bir şey değil. Bu işin başını çeken başkan da bir yerde çizgiyi çekip, hesabını yapması gerekiyor. Son maça kadar bir şey yapmamak düşüncesindeydim. Son yönetim kurulu toplantısında bu tip şeyler konuşuldu ve ben anlamıştım. En son ben söz aldım toplantıda ve arkadaşlarıma yapılması gereken neyse yapalım dedim o vakit."
'ALİ DÜRÜST'E BAŞKAN SEN OL DEDİM'
"Yönetim Kurulu olarak istifamızı verdikten sonra Ali Dürüst ile konuştuk. Dedim ki Galatasaray'da bu kadar yıl tecrüben var, bu şansını kullanmak ister misin? İstersen ben de mutlu olurum. Gel başkanlığa aday ol, ben de destek vereyim, ben de aday olmam dedim. Ali, yok ben bu mesuliyeti şimdi taşımak istemiyorum, yorgunum dedi. Ekibimde olmak ister misin dedim, dışarıdan yardımcı olur, her türlü desteği veririm, beni mazur gör dedi. Ben de kendi hazırlığımı yaptım. Daha dinamik yöneticilerin bir araya gelerek, kulübü daha ileriye taşıyacak arkadaşların aday olmasını da isterdim ama şu ana kadar ulaşan bir şey yok. Süre kısıtlı diye şikayet ettiler."
'HİÇ KİMSEYE KIRGINLIĞIM YOK'
Benim beraber çalıştığım yöneticilerden hiç birine kırgınlığım yok. Bizim yaptıiımız bu iş gönül işi. Gönülsüz yapıldığı zaman bırakılması gereken bir iştir yöneticilik.
FATİH TERİM İLE İLİŞKİLER...
"Sahnenin önünde oyuncular ve teknik direktör, sahnenin arkasında ise yöneticiler ve başkan var. Sahne arkasındakilerin görevi, sahne önündekilere iyi şekilde destek vermektir ki onlar başarılı olabilsin. Fatih Hoca ile ne geçmişte bir sorunum oldu. Ne de ileride böyle bir sorun olacağını zannetmiyorum. "Mersin maçından sonra hocayı atalım, satalım diye düşünmedim. Ligin bitmesine 6-7 hafta var. 4 puan fark var. Hemen kapanabilir. Hocasız ben bu işi bitirebilir miyim, mümkün değil."
'BU TÜZÜĞÜ BEN HAZIRLAMADIM'
"Bakın bu tüzüğü ben hazırlamadım. Ben bu tüzükle geldim, böyle gideceğim. Demokrası burada hesaplanmış, kitaplanmıştır. Benim zamanım da herkesin ki gibi kısıtlıydı. Bazı arkadaşlar benden daha tecrübeli, benden daha çabuk hazırlayabilirlerdi. Dolayısıyla ben demokrasi dışı bir durum olduğunu düşünmüyorum."
'FUTBOL ŞUBESİ İSTEMİYORUM'
"G.Saray'ın içinde çok önemli başka bir üzuv var, Sportif AŞ. Direk futbolu yöneten, mali ve idari kadroları belirleyen bir şirket. Bu şirket olmadan evvel kulüp tarafından yapılıyordu. Futbol komitesi yönetirdi. Bizde de Abdürrahim Albayrak ve Ali Dürüst Florya'da bu bağları sağlıyorlardı. Daha çok koordine ediyorlardı. Şimdi, böyle bir şube kurulmasını istemiyorum. Hocayla benim aramda böyle bir aracı kurum olmasına gerek yok. Direkt hocanın bana ulaşmasını istiyorum. Arkadaşlarım bana çok yardımcı oldu, teşekkürler ama böyle bir sistem olsun istemiyorum."
'FERGUSON'UN SÖZLEŞMESİNİ BİLMİYORUM'
Aysal, 'Fatih Terim ile Sir Alex Ferguson gibi sözleşme yapacak mısınız?' şeklinde sorulan soruya cevaben; "Ferguson'ın sözleşmesi nasıl bilmiyorum, olsa Fatih Terim'e böyle bir sözleşme yapardım. Gönlümüzden geçen uzun süre Galatasaray'a hizmet etmesi" diyerek cevap verdi.
'G.SARAY'IN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR'
"Bir kere G.Saray'ın bütün camianın doğru ve eşit temsil edilmesine dikkat ettik. Gelenekler önemli. Yenilikçiyiz ama gelenekleri yıkmak istemiyoruz. Yenilikleri, geleneklerin üstüne bina ediyoruz. Her şey değişiyor, G.Saray'ın da değişmesi gerekiyor. Böyle bir yönetim kurulu kurduk. İkinci olarak, kurumsal yapımızı iyi bilen ve profesyonel davranan, takıma müdahaleleri pozitif yapabilecek isimler olmasına dikkat ettik. Daha genç isimler olsun istedik. İleride G.Saray'a başkan olabilecek isimlere böyle bir tecrübe, heyecan yaşatalım dedik. Bunlara dikkat ederek bir yönetim kurulu oluşturduk.
'TÜZÜĞE GÖRE SÜRE 3 YILDIR'
"Benden evvel yapılan tüzüğe göre, bütün kurulların yenilenme süresi 3 yıldır. Bu süre nettir. Eğer, mutsuz olursak 1 yıl bile sürmez bırakmam. Taraftar bunu istediği an, bir mutsuzluk hissettiğimiz an brakırız. Koltuk meraklısı değildik. Tamamen tüzüğe bağlı olarak ve tüzüğe saygılı olarak. Bu dinamikleri kurgularken şunu izledim; G.Saray'a gönül vermiş, kongre üyesi veya değil, hizmet etmeyi isteyen isimler gördük. G.Saray'ı çok sevmesine rağmen katılmaktan, bu büyük yapıya dahil olmaktan korkan isimler de var. Yüzlerce isim yönetim kuruluna girmek istedi. Bazı arkadaşların kalpleri kırıldı."
'İLK 6 AYDA ACEMİLİK YAŞADIM'
"En zor dönemim ilk 6 aydı. O dönemde ciddi acemilikler yaptım. Algılama olarak sorunlar yaşadım. G.Saray'ın sorunlarını tam bilmediğim için görünen sorunlara yöneldim. İlk 6 aydan sonra alışınca daha rahat çalıştım. Bugün artık eski acemiliğimi çekmiyorum, alıştım. Hatalar yapacak mıyım, evet, yine yaparım. Ama eskisi kadar olmayacaktır."