Devir değişiyor, estetik ameliyatlar geride kalırken yerini ameliyatsız estetik işlemlere bırakıyor. Dermatoloji uzmanı ise ameliyatsız gençleşmenin yollarını açıklarken hem bu uygulamaların faydalarını anlatıyor hem de ciltteki yansımalarını açıklıy
Güzellik anlayışının sürekli olarak değiştiği günümüzde estetik ameliyatlar geride kalıyor ve yerini ameliyatsız estetik işlemlere (invazif olmayan estetik) bırakıyor. Bu estetik işlemler giderek popüleşirken, The Business Research Company’nin açıkladığı veriler, 2024’te 68,17 milyar dolara ulaşacak non-invaziv estetik pazarının 4 yıl sonra 121,6 milyar dolara çıkacağına işaret ediyor. Büyümenin temelinde ise bireylerin öz farkındalıklarının artmasıyla birlikte dış görünüşlerini iyileştirmek için ameliyatsız gençleştirme uygulamalarına yönelmeleri bulunuyor.
“Ameliyatsız yüz gençleştirmeye talepler arttı”
Ameliyatsız yüz gençleştirme uygulamaları hakkında bilgi veren Dermatoloji Uzmanı Dr. Hande Ulusal ise “50 yaş ve üzeri kadınlar, görünümlerini iyileştirmek ve cilt yaşlanmasını gizlemek için bu yöntemlere daha sık başvururken, genç nüfusun da fiziksel görünümlerine daha ilgili olması talepleri yoğunlaştırıyor. Biz de kliniğimizde magic touch ve princess touch (sihirli ve prenses dokunuş), uygulamaları haricinde birçok teknik sunarak hastalarımızın ameliyatsız gençleşmelerini sağlıyoruz” dedi.
“Bıçak altına yatmaya son”
Dr. Hande Ulusal, “Bıçak altına yatmadan gençleşmek mümkün. Ameliyatsız yüz gençleştirme tekniklerimizle bireylerin zamana meydan okumasının önünü açıyoruz. Bunların başında, cilt kalitesini artırmaya yönelik olduğundan ve sık tekrar gerektirmediğinden kişinin zamanını almayan uygulama şeklinde tanımladığımız magic touch tedavisi geliyor. Cilt kalitesini artırmaya yönelik olan bu uygulama, çok sık tekrar gerektirmeyen bir yöntem. İçinde ise Lazer ve kolajeni tetikleyici enjeksiyon tedavileri var. Magic touch ile cilt aydınlatılıyor, gözenekleri sıkılaştırılıyor, nem kazandırılıyor ve kolajeni artırıyoruz. İçindeki lazer sistemiyle ciltteki fazla Pigmentasyon azaltıyoruz. Daha çok 45 yaş altına uyguladığımız princess touch da ise hyalüronik asit ile cildi besliyor ve sıkılaştırıyoruz. Bu, ağırlıklı olarak lazer uygulamasının yapıldığı, hyaluronik asit ile de cildin beslendiği, nemlendirildiği ve sıkılaştırıldığı bir süreci kapsıyor.”
“Dolgu uygulamalarıyla ameliyatsız yüz gençleştirmek mümkün”
Dolgu uygulamalarıyla da genç görünebilindiğini aktaran Dermatoloji Uzmanı Dr. Hande Ulusal, “Dolgu tedavisi, medikal estetik alanında en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Hyaluronik asit ise bu uygulamalarda en çok başvurulan dolgu maddesidir. Cildimiz yaşlandıkça kolajen, elastin doku ve hyaluronik asit miktarında azalma meydana geliyor. Hyaluronik asit de küçük iğneler yardımıyla cilt altındaki problemli olan yerlere enjekte ediliyor ve cildin su tutma kapasitesini artırarak yoğunluk sağlıyor” diyerek sözlerine şunları ekledi:
“Kaş, dudak gibi alanlara yapılabilen dolgu tedavileri, yüzdeki ince ve derin kırışıklıkları ortadan kaldırıyor. Yanaklar, çene, göz çevresi ve şakaklara hacim veriyor, akne ya da diğer nedenlerle oluşmuş derin izlerin gideriyor. 15 ila 30 dakika arası süren bu işlem yapıldığı an itibarıyla kendini belli ediyor. Fakat zamanla su tutma kapasitesi arttıkça etkisi daha da çoğalıyor. Kullanılan dolgunun molekül ağırlığına bağlı olarak etki süreleri 6 ila 18 ay arasında değişiyor.”
“Ameliyatsız uygulamalarla neredeyse 10 yaş gençleşmelerini sağlıyoruz”
Dr. Hande Ulusal, “Lazer uygulamalarıyla da gençleşmek mümkün. Lazer yönteminde, cildin tonunu, dokusunu ve görünümünü iyileştirmek için yüksek konsantrasyonda ışık enerjisi kullanılıyor. Böylece, ince çizgiler veya kırışıklıklar en aza indirebiliyor, daha dengeli cilt tonu için kahverengi lekeler ortadan kaldırılabiliyor. Cildi sıkılaştırabiliyor ve kollajen üretimi teşvik ediliyor. Tüm bunların yanı sıra fraksiyonel radyofrekans (altın iğne), örümcek ağı, yüz mezoterapisi gibi yöntemlerle de hastalarımızın ameliyatsız bir şekilde neredeyse 10 yaş gençleşmelerini sağlıyoruz. Böylece, kişilerin hem dış görünümlerini hem de psikolojilerini iyileştiriyoruz” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Zamanla cildimizin dış katmanları, yaşlanma, yaralanma, kırışıklıklar, yara izleri, yaşlılık lekeleri ve renk değişikliği gibi çevresel faktörlerden aşınabiliyor ve yıpranabiliyor. Ameliyatsız cilt yenileme tedavileri, bu yaşlanma ve stres belirtilerini tersine çevirerek sonraki süreçte daha genç ve hatta daha sağlıklı görünmeye yardımcı oluyor. Ben de kliniğimde gerçekleştirdiğim ameliyatsız uygulamalarla hastalarımın hem daha sağlıklı bir cilde kavuşmasını sağlıyor hem de daha genç görünmelerine olanak tanıyorum. Her uygulamada hasta sağlığı ve memnuniyetini önceliklendiriyorum.”