Yağmur suyu hasadı, eski uygarlıkların yaratıcılığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.1500 yıl önce İstanbul’da şehrin su ihtiyacını karşılamak üzere inşa edilen Yerebatan Sarnıcı da buna iyi bir örnek. Günümüzde ise önemi yeni yeni anlaşılı
İklim krizi etkilerini her yıl daha fazla hissettiriyor. Geçtiğimiz yaz Güney Avrupa’da yaşanan sıcaklar, Güneydoğu Asya’daki sel ve tayfunlar, Amerika’daki orman yangınları ve Afrika’daki kuraklık yeni normal haline gelmeye başladı.
Sudan yüzde 30 tasarruf sağlıyor
İklim krizinden kaynaklı aşırı hava olayları kuraklık ve su sorununu da beraberinde getiriyor. Yağmur suyu hasadı, iklim değişikliğinden kaynaklanan su sorunuyla mücadelede sürdürülebilir bir yöntem olarak değerlendiriliyor. Çünkü yağmur suyunu; bahçe sulamada, tuvaletlerin sifonlarında, araba yıkamada ve hatta çamaşır yıkamada kullanmak mümkün. Geleneksel su kaynaklarına olan bağımlılığımızı azaltan yağmur suyu, sudan da yüzde 30’lara varan oranlarda tasarruf sağlıyor. Ayrıca yağmur suyu akışının kontrol altına alınmasına da yardımcı olarak su baskını ve erozyon riskini de azaltıyor.
“İnsanlar binlerce yıldır yağmur suyu topluyor, ancak yağmur suyu kullanımının küresel ısınmaya bağlı olarak yani son birkaç yıldır yönetmeliklerle uygulanmaya başlanması oldukça ironik” diyen Ekomaxi Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Mulhan, suyu güvenli bir şekilde depolamak için yapılması gerekenlere dikkat çekti:
“Yerebatan Sarnıcı, dünyanın en eski kapalı su sarnıçları arasında”
“Yağmur suyu hasadını ilk olarak hangi uygarlın kullandığını bilmek neredeyse imkânsız, ancak 1500 yıl önce İstanbul’da şehrin su ihtiyacını karşılamak üzere inşa edilen Yerebatan Sarnıcı, dünyanın en eski kapalı su sarnıçları arasında yer alıyor.
Yağmur suyu toplama sistemi zorunlu tutuluyor
Kentsel kullanımda yağmur suyu depolama sistemleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kuraklık sorunu ile mücadele kapsamında hazırladığı yönetmelikle uygulanıyor. 23 Ocak 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik ile 2 bin metrekareden büyük parsellerde inşa edilecek binalarda “yağmur suyu toplama sistemi” yapılması zorunluluğu getirildi. Bu karar ile 2 bin metrekarenin üzerindeki parsellerde inşa edilen yapıların çatılarından akan suların atık su kanalına veya sokağa akması önlenerek, kurulacak depolarda toplanması hedeflendi.
Betonarme depolar, yağmur suyunun kimyasal yapısını bozuyor
Yağmur suyunu toplamak kadar güvenli bir şekilde muhafaza etmek de oldukça önemli. Sistemlerin güvenlik ve sağlık kriterlerini karşılaması gerekiyor. Çünkü geleneksel depolama sistemi olarak adlandırılan betonarme depolar, aşırı sıcak ve soğuk dış ortam şartlarından ve UV ışınlarından etkilenerek, zaman içerisinde depoda; pas, yosun ve bakteri oluşmasına neden oluyor. Bu durum ise yağmur suyunun kimyasal yapısını bozarak, hem yaşamı tehdit ediyor hem de çevresel bir tehdit oluşturuyor. Ayrıca yağmur sularının fiziksel ve kimyasal özellikleri de tahmin edilemiyor. Asit yağmurları ve havadaki kirlilik oranı yüksek olan yerlerde ki yağmur suları, betonarme deponun malzemesi ile etkileşime girebiliyor. Betonarme su depolama yönteminin bu olumsuz etkilerini önlemek için yağmur suyu depolama sistemlerinde, ‘GRP su deposu’ kullanımı kritik önem taşıyor.
Yağmur suyunu güvenli bir şekilde muhafaza ediyor
Cam elyaf takviyeli kompozit malzeme ile üretilen Ekomaxi GRP su depoları, 50 yıllık kullanım ömürleri boyunca depolanan yağmur suyunu, sızdırma problemi olmadan ve kalitesini bozmadan güvenli bir şekilde muhafaza ediyor. İlk yatırım maliyeti de betonarme depolara göre yüzde 40 daha tasarruflu olan GRP modüler su depoları, hızlı kurulum ve devreye alma avantajıyla da yağmur suyu depolamada önemli avantajlar sunuyor” diyerek sözlerini tamamladı.