Manavgat yangını Ulukapı köyünde 70 dönüm alana sahip Hazal Tunalı Çiftliği’ni de yuttu. Evlerin, ahırların, özel bitkilerin, hayvanların, antika araba ve eşyaların bulunduğu çiftlikten geriye enkazı kaldı... Çiftlik sahibi, iş insanı Mustafa Tunalı,
Antalya’nın Manavgat ilçesinde 12 gün önce başlayan orman yangınları sona ererken orman ve canlı yaşamı büyük zarar gördü. Yangın arkasında büyük bir enkaz bırakırken, yangının geçtiği yerler artık savaş bölgesini andırıyor. Yangınların bitmesi ve soğutma çalışmalarının ardından ortaya çıkan görüntüler, olayın vehametini gösteriyor.
Alevin esir aldığı ve yıktığı yerlerden biri de Ulukapı Köyü Çaltılıbük mevkiinde yer alan, 70 dönüm üzerine kurulu Hazal Tunalı Çiftliği oldu. Çiftliğin kapısından girildiğinde korku filmini andıran görüntüler, yangının şiddetini en iyi şekilde anlatıyor. İki ayrı bölgeden gelen yangının ortasında kalan çiftliğin sahibi, iş insanı, müteahhit Mahmut Tunalı, yangını ve sonrasını Milliyet’ten Cihat Aslan'a anlattı:
"Yangın sabahı saat 04.00’te köyden bir çalışanım telefon açtı. ‘Anons yapılıyor, köyü boşaltın’ diyorlar. Ben de tabii giyindim, geldim. Geldikten sonra söylenilen yangına bir baktım, ‘1-2 güne buraya gelmez’ dedim. Saat 05.20’de çiftliğe döndüm. Şıhlar Köyü’nün tepesinde bir anda alev aldı. İki ayrı yerden yangın çıkmaya başladı. Hemen hayvanların bulunduğu ahırların kapılarını açtım, kaçıp kurtulabilsinler diye. Yangının bize atladığını gördüğümüz gibi kaçmaya başladık. Ben arabama, çalışanım motoruna bindi, terk ettik. 15-20 dakikada doğudan bir başladı, batıya doğru atladı, gitti. Kozalaklar mermi gibi atıyordu."
Alevin esir aldığı ve yıktığı yerlerden biri de Ulukapı Köyü Çaltılıbük mevkiinde yer alan, 70 dönüm üzerine kurulu Hazal Tunalı Çiftliği oldu. Çiftliğin kapısından girildiğinde korku filmini andıran görüntüler, yangının şiddetini en iyi şekilde anlatıyor. İki ayrı bölgeden gelen yangının ortasında kalan çiftliğin sahibi, iş insanı, müteahhit Mahmut Tunalı, yangını ve sonrasını Milliyet’ten Cihat Aslan'a anlattı:
"Yangın sabahı saat 04.00’te köyden bir çalışanım telefon açtı. ‘Anons yapılıyor, köyü boşaltın’ diyorlar. Ben de tabii giyindim, geldim. Geldikten sonra söylenilen yangına bir baktım, ‘1-2 güne buraya gelmez’ dedim. Saat 05.20’de çiftliğe döndüm. Şıhlar Köyü’nün tepesinde bir anda alev aldı. İki ayrı yerden yangın çıkmaya başladı. Hemen hayvanların bulunduğu ahırların kapılarını açtım, kaçıp kurtulabilsinler diye. Yangının bize atladığını gördüğümüz gibi kaçmaya başladık. Ben arabama, çalışanım motoruna bindi, terk ettik. 15-20 dakikada doğudan bir başladı, batıya doğru atladı, gitti. Kozalaklar mermi gibi atıyordu."