Yargıtay, eşinin cinsel ilişki kurmadığı için boşanma davası açtığı kadının davasında, “Cinsel ilişki yoksa evlilik sarsılır. Kadına cinsel ilişkiyi bekle demek haksızlık” dedi.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, psikolojik nedenlerle cinsel ilişki kuramayan eşe karşı diğer eşin nefret duymasının normal olduğunu, bu yüzden iki tarafın da kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma talebinin reddinin yerinde olmadığını belirtti. Daire bu gerekçeyle yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay’ın kararına konu olay şöyle gelişti:
Davacı kadın, evleneli uzun bir süre olmasına rağmen, eşinin cinsel ilişkiye giremediğini belirterek hala bakire olduğuna ilişkin raporu mahkemeye sundu ve boşanmak istedi. Davalı koca ise, cinsel ilişkiye biyolojik değil, psikolojik nedenlerle giremediğini, bunun için zamana ihtiyacı olduğunu, davacı eşinin de kendisine kötü davrandığını belirterek, davanın reddedilmesini istedi. Mahkeme de, kocaya cinsel ilişkiye girebilmesi için zaman tanınması gerektiği, davacı kadının da eşine kötü davrandığı için kusurlu olduğunu, kimsenin kusuruna dayanarak bir talepte bulunmayacağı gerekçesiyle boşanma talebinin reddedilmesini istedi.
Kararın davacı kadın tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne geldi. Daire kararında şöyle denildi:
CİNSEL İLİŞKİ YOKSA EVLİLİK SARSILIR: Evlenmenin sosyal amacı yanında, cinsel arzuları tatmin etme gayesi de vardır. Tarafların cinsel organları normal yapıda olmasına rağmen, psikolojik sebeple de olsa uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kuramadıkları kızlık zarı muayenesine dair rapordan anlaşılmaktadır. Bu hal evlilik birliğini temelinden sarsar.
KADININ NEFRET ETMESİ DOĞAL: Birlikte yaşanan uzun süre içinde cinsel ilişkinin başarılamamış olması karşısında eşlerde birbirine karşı haklı bir nefretin, en azından isteksizliğin doğacağı şüphesizdir. Böyle bir durumu davacı açısından bir kusur olarak kabul etmek mümkün değildir.
“BEKLE” DEMEK HAKSIZLIK: Ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan ve ondan sonrada devam edip etmeyeceği şüpheli bulunan cinsel yakınlaşmayı beklemek için davacıyı zorlamak açık bir haksızlıktır. Bu koşullar altında davacıdan evlilik birliğini devam ettirmesi beklenemez. Aile birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek boşanmaya karar verilmesi gerekirken davanın yetersiz gerekçe ile reddedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.