Muhalefet ve fondaş medyası sistematik bir şekilde çalışmaları akamete uğratmaya çalışsa da devlet enkaz altındakileri kurtarmak ve depremzedelerin yaralarını sarmak için canla başla çalışıyor. AFAD, Kızılay, UMKE gibi kurum ve kuruluşların, millette
Kahramanmaraş’ta gerçekleşen ve 10 ilde benzeri görülmemiş yıkımlara yol açan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından harekete geçen kamuya bağlı yardım kuruluşları ile kurtarma ekipleri insanüstü bir mücadele verirken, felaketten rant devşirmeye çalışan malum kesim devletin afetle mücadelede yetersiz kaldığı yalanını öne sürüyor. “Yüzyılın felaketi” karşısında zamanla yarışan AFAD, KIZILAY, UMKE ile ilgili kurum ve kuruluşlar, bir yandan daha fazla vatandaşı kurtarmak için canla başla çalışmalarını yürütürken, diğer yandan sistematik şekilde muhalefetin, fonlu medyasının ve kiralık trollerinin hedefi oluyor. “AK Parti 21 yılda felaketle müdahale edecek kurum bırakmadı” yalanıyla acı ve gözyaşı üzerinden kirli bir algı operasyonu yürüten zillet bileşenlerinin, canını dişine takan yardım ekiplerinin moralini bozmasını ve çalışamaz hale getirme gayretini akit’e değerlendiren uzmanlar ve gazeteciler, “Devlet tüm birimleriyle sahada destansı bir mücadele sergiliyor” görüşünde birleşti.
Şehir Plancısı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, şunları dile getirdi: “Bir kere, gerçekleşen deprem yüzyılın felaketi. Son iki yüzyıl içerisinde Türkiye’de meydana gelen 7 üzeri 13 tane depremin en büyüğü. 9 saat aralıkla gerçekleşen dünyada böyle bir deprem yok. Bilim adamları bile yaşanan felaket karşısında şaşırmış vaziyette. An itibariyle 12 bin binanın yıkıldığı bir depremde 20 kişiden en az iki vardiya çalışılsa, 480 bin kişinin çalışması gereken yerde 121 bin kişi canla başla mücadele veriyor. Saha çok büyük. Bu kadar büyük bir alana emin olun 150 tane devlet yetişemez. Dolayısıyla bunun öncesinde en üstün teknolojiyi kullanarak planlama yapılsa bile bu kadar büyük bir depreme karşı tam anlamıyla gereken tedbirleri alamazsınız. Sonuçta, yaşanan felaket sonrası devlet millet, maddi ve manevi olarak inanılmaz derecede seferber olmuş durumda. Türkiye Cumhuriyeti devleti de başta AFAD olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarıyla destansı bir mücadele veriyor. Sahada görev alan ve şimdiden Almanya’da ‘yılın kahramanı’ ilan edilen Alman kurtarma ekibi bile AFAD’ı mükemmel çalışmasından ve koordinasyonundan dolayı tebrik ediyor. Fakat bizler bu kadar büyük bir depremde bile yine tek yürek olamıyoruz. Devletin kurumlarını siyasete alet ediyoruz. AFAD’ı, askeri eleştiriyoruz. Bu kadar ağır bir depreme karşılık devlet bütün organlarıyla sahada. Cumhurbaşkanı deprem bölgesinde, Cumhurbaşkanı Yardımcımız ve bakanlar en başından beri olayın merkezinde. Valiler, belediyeler seferber olmuş durumda. Ya Allah’tan korkun. Bari hâlâ enkaz altından çıkarılan insanların hatırına yürütülen çalışmalara saygı gösterin. Ben de 44 yıllık inşaat mühendisi bir profesör olarak söylüyorum. Eksikler var mı? Var. Başta o binaları inşaat mühendisliğine uygun yapmayan müteahhitler. Bunların neden bazıları yıkılıyor da bazıları yıkılmıyor. Birçok şey var söylenecek ama gün o gün değil. Diğer yandan eleştirenlere sormak lazım. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile ancak böyle bir mücadele verilebilecekken, sen kişisel olarak ne yaptın? Dolayısıyla iftiralar karşısında moralimizi bozmayalım.”
Sahada görev alan Gazeteci Yılmaz Bilgen ise, şunları ifade etti: “Çok büyük bir felaket yaşanmış durumda. 17 milyon insanın doğrudan etkilendiği benzersiz bir felaket. Başta devlet olmak üzer kimse mücadelede savsaklamıyor. Adam yakını kaybetmiş her şey söyleyebilir ama bir şeyler söylemek için buralara gelen ya da sosyal medya hesabı açan tipler var. Birinin elinden tutmuyor. Depremden etkilenen saha inanılmaz geniş. Herkes inanılmaz seferber. Fakat ne olursa olsun bir şey arayan var. Köye gidiyorsun, devlet karla kaplı köylere helikopterlerle gitmiş oradan yaralı taşıyor. Ama birileri sahaya inmiş provokasyon peşinde. Üstü grand tuvalet, yardım etmiyor, sövmek için burada. Maalesef böyle bir durum