Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları;

Tüm bu nefret söylemlerine, bunun olağan kıldığı şiddet ve teröre karşı tepkimizi beyanlarımızla ve fiili adımlarımızla inşallah göstereceğiz. Yükselen ırkçı terörün ayak izlerini geriye doğru izlediğimizde İslam düşmanı, yabancı düşmanı, göçmen düşmanı söylemlerin ve bunları yayan siyasetçilerin ve hatta medyanın sorumluluklarını görüyoruz. Hiçbir din ve inanç, şiddet ve terörle tanımlanamaz. Barış, bizim dinimiz İslam'ın adında ve merkezindedir. Müslümanların karşılaştığı sorunlar ile bunların çözümü konusunda çok taraflı uluslararası platformlarda süreklilik arz edecek şekilde hep birlikte çalışmamız önemlidir. Bu tür saldırılar İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde bir mekanizma tarafından yakından izlenmeli, kayıt altında tutulmalı ve bunlar Batı dünyası ve kamuoyları nezdinde kararlı bir şekilde gündeme getirilmelidir.  

İİT Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed el-Useymin'in açıklamalarından satır başları;

Bütün liderlere şunu söylememiz lazım; bu terörün dili, dini, ırkı yok, terör her zaman terör olmaya devam etmiştir. Biz dillerimizi yumuşatmazsak, Müslümanlara karşı nefret söylemini engellemezsek bu tür saldırılar devam edecektir. Bu saldırı, aslında bizim için bir dönüş noktası sayılabilir. Müslümanlara yapılan bu saldırı, türünün en vahşi örneğiydi. Yeni Zelanda'da yapılan bu saldırı hiçbir şekilde atacağımız adımların azaltılmasına ya da bitirilmesine engel olamayacak.

Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters'ın açıklamalarından satır başları;

(Terörist Brenton Tarrant) Hayatının geri kalanını Yeni Zelanda'da tek başına bir hücrede geçirecektir. Yeni Zelanda tarihinin en büyük soruşturması başlatıldı. Dini inanç hürriyetine çok önem veren bir ülkeyiz. Müslümanlara yapılan saldırı hepimize yapılan bir saldırıdır.