Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nde olmadığı tespit edilen 174 bin 191 seçmenin TÜİK'in verilerinde yer almadığı halde seçmen kütüğünde bulunduğu iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu bildirdi.

Sadi Güven, 7 Haziran'da yapılacak seçimlerin Avrupa Komisyonu Parlamenter Meclisi (AKPM) üyelik yükümlülüklerine ve uluslararası standartlara uygunluğunu değerlendirmek, AKPM adına Genel Kurula rapor sunmak adına Türkiye'de bulunan milletvekilleri ve bürokratlardan oluşan komisyonun, YSK, bazı kurumlar ve siyasi parti temsilcileriyle görüşmelerde bulunduğunu söyledi.

Bu kapsamda yapılan görüşmeye ilişkin CHP temsilcisi İzmir Milletvekili Erdal Aksünger'in bazı açıklamalarının kamuoyuna yansıdığını belirten Güven, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nde olmadığı tespit edilen 174 bin 191 seçmenin, TÜİK'in verilerinde yer almadığı halde seçmen kütüğünde bulunduğu iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu kaydetti.

Seçmen kütüğü, adres kayıt sistemindeki bilgiler esas alınarak hazırlandığından, adres kayıt sisteminde kaydı bulunmayan kişilerin seçmen kütüğüne yazılmalarına olanak bulunmadığına işaret eden Güven, "Seçmen kütükleri 10 Mart itibarıyla Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nden alınarak oluşturulmuş olup, bırakın 174 bin 191 kişiyi, sistemde olmayan 1 kişinin bile seçmen kütüğünde kaydının olması mümkün değildir" diye konuştu.

YSK Başkanı Güven, şunları kaydetti:

"Bugüne kadar gerek ilgili siyasi parti, gerekse Kurulumuzda görev yapan siyasi parti temsilcilerince itiraz hakları olmasına rağmen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nde yer almadığı halde seçmen kütüğünde kaydı olan 1 kişiye ilişkin bile itiraz gelmemiştir. Esasen olması da mümkün değildir."

SEÇSİS MİLLİ BİR SİSTEM

SEÇSİS'in, seçimle ilgili her türlü veri, bilgi ve belgenin üretildiği ve güvenli bir şekilde saklandığı bilgi sistemi olduğunu vurgulayan Güven, özgün bir yazılım olan SEÇSİS'in, internete tümüyle kapalı, verilerin iletişim sırasında kriptolandığı özel bir ağla birbirine bağlı çalışan milli bir sistem olduğunu anlattı.

Güven, buradaki verilerin, siyasi partiler portalı üzerinden siyasi partilerle paylaşıldığına da işaret etti.

İTİRAZ ÜZERİNE DÜŞÜRÜLEN SEÇMEN SAYISI 591

YSK Başkanı Güven, seçmen kaydının nasıl silindiğinin genelgelerde mevcut olduğunu, itiraz sonucu düşürülen seçmen sayısının 591 kişi olduğunu bildirdi.

Adres Kayıt Sistemi'ne adres beyan etmediği için seçmen kütüğüne yasal olarak yazılmayan 536 bin 476 kişi bulunduğunu da açıklayan Güven, şöyle konuştu:

"Bu genelgelerin hazırlık aşamasından imzalanmasına kadar olan süreçte siyasi partiler de katkı vermiş ve tüm aşamalarından bilgi sahibidirler. Seçmenler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık numarasına göre adrese dayalı tespit edilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan hiçbir seçmen listede olmadığı gibi mükerrer seçmen de yoktur. Yanlış adrese ilişkin itiraz edilebilmesi için listeler siyasi partilere verildiği gibi muhtarlıklarda da askıya çıkarılmaktadır."

ELEKTRİK KESİNTİSİNE DAYALI HİLE VAR İDDİALARI KESİNLİKLE DOĞRU DEĞİL

YSK Başkanı Güven, yerel seçim ve cumhurbaşkanı seçiminde elektriklerin kesilmesi nedeniyle bazı oyların çalındığı yönündeki iddialara da yanıt verdi.

Önceki seçimlerde elektrik kesintisi nedeniyle bazı partilere ait oyların başka partilere aktarıldığı intibasını doğuran açıklamalar yapıldığını kaydeden Güven, mahalli idareler seçimleri ile Cumhurbaşkanı seçiminde toplam 533 bin 102 sandıkta oy kullanıldığını, bu sandıklarda da yine siyasi parti temsilcilerinin görev yaptığını anlattı.

Sadi Güven, sandık sonuçlarını siyasi parti temsilcilerinin çoğunlukta olduğu kurulların tutanağa bağladığına işaret ederek, "Bu 533 bin 102 sandıktan bir tanesi bile elektrik kesintisi nedenine dayalı olarak iptal edilmemiştir. Buna rağmen sanki elektrik kesintisine dayalı hile varmış gibi beyanlarda bulunmak da doğru değildir" dedi.

Seçim iş ve işlemlerinde siyasi partilerin önemine vurgu yapan Güven, "Seçimlerde yarışan da seçimleri yapan da oyları sayan da siyasi partilerdir. YSK'dan ilçe seçim kuruluna, sandık kuruluna kadar sürecin tamamında siyasi parti temsilcileri bulunmaktadır. Sürecin içinde ya iş ve işlemler partilerce yapılmakta ya da bulundukları ortamda yapılmaktadır. Somut bilgiye dayanmayan açıklamalar demokrasimize zarar vermektedir" şeklinde konuştu.