Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın, Ankara’daki skandal açıklamaları sırasında, Batı Trakya'da yaşayan azınlıklara özellikle ‘Türk’ dememesi bir kez daha bölgede yaşayan Türk azınlığın meselelerini gündeme getirdi. Batı Trakya Türkleri; inanç özgürlüğün kısıtlanmasından müftülerin atanmasına, eğitimden sosyal örgütlenme ve ifade özgürlüğüne kadar onlarca sıkıntı yaşıyor. Bölgedeki Türk azınlığın sorunlarını ve Yunan Bakan Dendias’ın küstah açıklamalarını Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Necmettin Adaletoğlu’na sorduk. Adaletoğlu, şunları söyledi:
Ankara’daki ortak basın toplantısında Yunanistan’ın her zamanki şımarık tavrına şahit olduk. Biz hiç şaşırmadık. Dendias, küstahça ithamlarla tamamen Yunan iç siyasetine yönelik davrandı. Çünkü Yunanistan ekonomik olarak bitti. Daha önce ekonomisinin Almanlara teslim etmişti. Şu anda da limanlarını ve askerî üslerini ABD'ye teslim eden bir ülke konumuna geldi.
Dendias’ın ‘Batı Trakya’daki Türk varlığını tanımıyoruz’ diyecek kadar cüreti kendinde bulması enteresandır. Sayın Çavuşoğlu ise ev sahibi bakan olmanın ağırlığıyla gereken cevabı verdi.
Yunanistan içerisinde emanet edildik ama bizim arkamızda ana vatanımız Türkiye var. Biz Türk’üz ve Müslümanız. Bu gerçeği hiç kimse değiştiremeyecek.
Yunanistan din özgürlüğümüze müdahale ediyor. Müftüleri hâlâ kendimiz seçemiyoruz. İstediği ‘kukla’ müftüleri atayarak iki başlılık oluşturuyor. İnancımıza göre, inanmadığın birinin arkasında namaz kılamazsın. Dini özgürlüklerimize hassasiyet göstermeliler.

100 OKULUMUZ KAPANDI
Eğitim konusunda da çok ciddi sıkıntılarımız var. 300 civarında azınlığa ait yapısı özerk olan eğitim kurumumuz vardı. Maalesef bu okulların içi boşaltıldı. Fiziki şartları kötüleştirildi. Türkiye’den mezun öğretmenlerimizin bu okullarda görevlendirilmesi engellendi. 90 yıl içerisinde bu okulların sayısı 300’den 100’e düştü. Sadece son 20 yıl içinde 100 okul kapandı. İnanılmaz bir baskı var ve devam ediyor. Yeni okul binaları yapmaya çalışıyoruz ancak bunlara da izin verilmiyor. Pandemiyi de fırsat bildiler kapalı olan okulların tabelalarını değiştirdiler. ‘Türk’ kelimesini zaten silmişlerdi, bu sefer ‘azınlık’ kelimesini iki okuldan silmeye kalktılar. Öğrencilerin ailelerinden seçilmesi gereken okul aile yönetiminin seçimi engellediler.