Türk bankacılık sektörü, 15 Temmuz'daki FETÖ darbe girişiminin ardından yurt dışından 7,5 milyar dolarlık kaynak sağlarken, 5 Aralık 2016 itibarıyla sendikasyon kredilerindeki yenileme oranı yüzde 95 olarak gerçekleşti.
Türk bankacılık sektörü, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından yurt dışından 7,5 milyar dolarlık sendikasyon kredisi alırken, uzmanlar, uluslararası piyasadaki zorlu koşullara karşın Türk bankalarının güçlü rasyoları ve şeffaf bilançoları ile yabancı yatırım bankalarının gözdesi olduğunu ifade etti.
AA muhabirlerinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türk bankacılık sektörü 15 Temmuz sonrasında yurt dışından 7 milyar 548 milyon dolarlık kaynak sağladı. Sektör, vadesi gelen sendikasyon kredilerinin tamamını da başarılı bir şekilde yeniledi. 5 Aralık 2016 itibarıyla sendikasyon kredilerindeki yenileme oranı yüzde 95 olarak gerçekleşti.
Söz konusu dönemde Garanti Bankası 1,3 milyar dolarlık, Akbank 1,2 milyar dolarlık, Yapı Kredi 1 milyar 146 milyon dolarlık, Türkiye İş Bankası 1 milyar 44 milyon dolarlık, Vakıflar Bankası 836 milyon dolarlık, Türk Ekonomi Bankası (TEB) 597 milyon dolarlık, Finansbank 527 milyon dolarlık, Eximbank 396 milyon dolarlık, Alternatifbank 224 milyon dolarlık, Burgan Bank 150 milyon dolarlık ve Şekerbank da 128 milyon dolarlık sendikasyon kredisi anlaşması imzaladı.
Uzmanlar, bazı mecralarda son günlerde "artan şekilde" Türk bankacılık sektörüne ilişkin olumsuz algı oluşturulmak istendiğine dikkati çekerek, uluslararası piyasada başta ABD'deki başkanlık seçiminde yaşanan sürprizin neden olduğu volatilitenin etkisiyle kredi koşullarının zorlaştığını, buna karşın Türk bankacılık sektörünün güçlü rasyosu ve şeffaf bilançosu ile küçük çaplı maliyet artışları dışında olumsuzluklardan etkilenmediğini ve sendikasyon yenilemelerini başarıyla gerçekleştirebildiğini kaydetti.
"Sendikasyon kredilerinde herhangi bir düşüş söz konusu değil"
İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, bankanın, yurt dışından sağlanan sendikasyon kredilerinde uzun bir geçmişi ve güçlü bir deneyimi olduğunu belirterek, bu yıl vadesi gelen iki sendikasyon kredisini zorlu piyasa koşullarına rağmen başarılı bir şekilde yenileyerek uluslararası piyasalardan toplam 2,4 milyar dolar tutarında finansman sağladıklarını, parite etkisinden arındırılmış yenileme oranlarının yüzde 96 civarında gerçekleştiğini söyledi.
Bali, sendikasyon kredilerine başta Amerikan, İngiliz, Alman, Japon ve Fransız bankaları olmak üzere 56 farklı uluslararası bankanın katıldığını, çok sayıda bankanın katılımı ve yüksek yenileme oranının İş Bankası'na duyulan güveni bir kez daha teyit etmiş olduğunu ifade etti.
Bu yıl Türkiye ve dünyada iktisadi ve siyasi anlamda önemli gelişmeler yaşandığını dile getiren Bali, 15 Temmuz'daki kalkışma girişimi ve etkileri, kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in not indirimi, terör ve mülteci sorunları, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) izlediği para politikasına ilişkin belirsizlikler, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkma kararı, ABD başkanlık seçimi ve petrol fiyatlarındaki gelişmelerin bunlardan başlıcaları olduğunu anlattı.
Yaşanan gelişmelerin risk iştahında oynaklıklara, küresel boyutta likiditenin yönünde, miktarında ve fiyatında değişimlere neden olduğunu belirten Bali, böylesine zor bir konjonktürde dahi İş Bankası ve diğer Türk bankalarının, vadesi gelen sendikasyon kredilerini başarılı bir şekilde yenilediğini, 2015 sonunda yaklaşık 19,7 milyar dolar olan Türk bankalarının sendikasyon kredileri bakiyesinin Ekim 2016 itibarıyla 19,4 milyar dolar düzeyinde bulunduğunu, herhangi bir düşüşün söz konusu olmadığını söyledi.
"Her işlemimizde yenileme yapamayanlar olduğu gibi, ilk defa işlemimize katılan bankalar da oluyor"
Adnan Bali, bir süre önce İş Bankası ve Türk bankalarının bu yıl yaptıkları sendikasyon işlemleri ile ilgili olarak olumsuz tablo çizen haberler olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Olağan dışı bir gelişme gibi yer verilen katılımcı banka sayı ve isimlerindeki farklılıklar, finansal piyasaların içinde olan herkesin çok yakından bildiği gibi geçmişte de vardı, bugün de var, gelecekte de var olacaktır. İş Bankası olarak, 30 yıldır sendikasyon kredisi temin ediyoruz. Her işlemimizde muhtelif nedenlerle yenileme yapamayan bankalar olduğu gibi, ilk defa işlemimize katılan bankalar da oluyor. Dolayısıyla sendikasyon piyasasına özgü dinamikleri doğru bir şekilde yansıtmayan bu türden haberler, olağanüstü zor koşullarda geçen 2016 yılında, İş Bankası'nın ve Türk bankalarının gerçekleştirdiği başarılı sendikasyon işlemlerini gölgelememelidir. Sendikasyon kredilerinin yanında avro tahvil ihraçları, seküritizasyon kredileri, dış ticaret işlemleri gibi kanallarla da yurt dışından finansman sağlıyoruz."
"Yabancı bankaların Türk bankacılık sektörüne karşı bir çekinceleri yok"
JP Morgan Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Mustafa Bağrıaçık da JP Morgan'ın Türkiye'ye milyar dolarların üzerinde fon getirdiğini belirterek, Türk bankalarının birkaç şekilde piyasadan kredi aldığını, bunların sendikasyon kredileri ile likidite için 3 aydan 10 yıla kadar verilen başka ikili krediler olduğunu, bunların piyasada görülmediğini ancak bunun toplamını her bankanın kendi açısından bildiğini söyledi.
Bağrıaçık, bir bankaya kredi verilirken o bankanın kredibilitesine ilaveten yapılan işlemlerin genel karlılığına bakıldığını bildirdi. Gelişmekte olan pazarların yavaş yavaş zora girdiğine işaret eden Bağrıaçık, "Bu global bir trend. Bu global trend içerisinde sermaye yeterlilik rasyoları, likiditeleri ve bilançolarının şeffaflığından dolayı esasında hiçbir noktada Türk bankaları hakkında kredi piyasalarında bir çekince doğmamıştır." diye konuştu.
Yabancı bankaların Türk bankalarına verdiği kredilerde gözle görülür bir azalma bulunmadığını ifade eden Bağrıaçık, Türk bankalarının bilançolarında bir küçülme, sermaye yeterlilik rasyolarında bir azalma olmadığını, yabancı bankaların da bilançosu kuvvetli partnerleri her zaman isteyeceğini söyledi.
Bağrıaçık, "İşlem ve ürün bazında azalma veya artmalar olabilir ama genel kredilendirme konusunda geçen yıla oranla pek fark yok. Biz 1986'dan beri Türkiye'ye nasıl kredi veriyorsak, bugün de aynı şekilde devam ediyoruz. Bu yıl verdiğimiz kredilerin miktarı 2015'e göre bir azalma göstermedi. Bugün ilave bir banka gelse ona da kredi verebilecek noktadayız." şeklinde konuştu.
Bankaların işlem karlılığı açısından bazı kredi kalemlerinin azalıp çoğalabileceğini belirten Bağrıaçık, "Yabancı bankaların, sermaye yeterlilik rasyoları ile likiditelerinin kuvvetli olması ve bilançolarının şeffaflığından dolayı Türk bankalarına karşı bir çekince yok. Dolayısıyla bizim gibi yabancı bankalar, çeşitli enstrümanlar üstünden Türk bankalarını fonlamaya devam etmektedirler." ifadelerini kullandı.