İstanbul Başakşehir’de 7 Haziran 2018’de gece Mısırlı Omar (27) ve Abdulrahman Mahmoud (29) kardeşler araçlarıyla seyir halindeyken polisler tarafından durduruldu. Kardeşler ruhsatlarını, Mısır’dan aldıkları ehliyeti ve Türkiye’den aldıkları ehliyet sertifikasını polislere gösterdi. Polisler bu belgelerin geçersiz olduğunu söyledi. Ardından polislerin pasaport sorması üzerine  ikamet izin belgelerini gösterdiler. İddiaya göre, polisler, amirlerinin yanına götürdükleri iki kardeşten 1000 TL istedi. Abdulrahman rüşvet istendiğini düşünerek gizlice telefonunun kamerasını açıp kayıt yaptı.

Üzerlerinde paraları olmadığını söylemeleri üzerine polis, kardeşlerden Omar’ın ATM’ye giderek para çekmesini, Abdulrahman’ın ise yanlarında kalmasını istedi. ATM’ye giden Omar dönüşte arabasıyla kaza yaptı. Omar’ın kaza yaptığını gören ağabeyi Abdulrahman daha fazla dayanamayarak polislere, “Sizi görüntüledim, para vermeyeceğim” diyerek kardeşi Omar’a polisi aramasını söyledi. Türkçe bilmeyen Omar, 155 Polis’i arayarak İngilizce yardım istedi. Bunun üzerine polislerden biri Omar’ı kelepçeleyerek telefonunu aldı. Ağabey Abdulrahman ise yoldan geçen araçları durdurmaya çalışarak yardım istedi. Bunun üzerine polis, Abdulrahman’ı ekip otosuna, Omar’ı ise çekici aracına bindirerek farklı yerlere götürdü.

Polis amiri iddiaya göre Abdulrahman’ı hapse atmak ve Mısır’a göndermekle tehdit etti. Bu sırada çekicide bulunan Omar ise şoföre durması için bağırdı. Aracın hızlanması üzerine paniğe kapılan Omar, el frenini çekerek direksiyona müdahale etmeye çalıştı. Şoför ise bıçağın sapıyla Omar’a vurdu. Bu sırada araçtan atlayan Omar, yolda gördüğü başka polislerden yardım istedi. Polisler, Omar’ı kardeşinin yanına otoparka götürdüler. Ancak aradan geçen sürede diğer polisler, kardeşlerin telefonundaki görüntüleri temizledi. Bırakılan kardeşler, avukatları Rümeysa Kılıç aracılığıyla şikâyetçi oldu. Savcılık, suçlanan ve halen görevde olan 4 polis hakkında soruşturma başlattı.