Maltepe Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde dünyaca ünlü müzisyen-yazar Zülfü Livaneli’nin sanata, kültüre, özgürlük, barış ve demokrasi mücadelesine adanan hayatını ele alan “Livaneli Sanatı ve Dünya Görüşü” konulu seminere ev sahipliği yaptı. Kadir Yüksel, Hande Çiğdemoğlu, Zafer Köse ve Barış Yıldırım’ın konuşmacı olarak yer aldığı semineri Zülfü Livaneli, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ile birlikte dinledi. Buluşmaya Maltepeli vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Etkinlik saatini bekleyen vatandaşlar fuayede unutulmaz Livaneli şarkılarını hep birlikte söyledi.

‘Yarım asırı geçen bir sanat yolculuğu’

Maltepe Belediyesi’nin Livaneli Vakfı ile ortaklaşa düzenlediği seminerde kitapları ve müziği Türkiye’de ve yurt dışında çok sayıda ödüller kazanan Livaneli’nin hayatından bölümler paylaşıldı. Seminerin ilk konuşmacısı olarak kürsüye çıkan Yazar Hande Çiğdemoğlu, Livaneli’nin  edebiyatının birleştirici gücüne dikkat çekerek "Livaneli sanatını, müzik, sinema edebiyat olarak bölümlendirerek ya da herhangi bir romanını, bir şarkısını, düşünce yazısını tek başına ele almak ya da birbirinden ayırt etmek gerçekten çok zor. Çünkü onunla ilgili neyi konu edersek edelim bunu mutlaka başka konularla ilişkilendirerek güncellememiz gerekiyor. Yarım asırı geçen bir sanat yolculuğu bu. Dünya görüşünün en estetik, en güzel yansıması. Belki de onu pek çok titrininin yanında bir düşünür ve düşünce adamı olarak ele almak gerekiyor. " dedi. 

‘İnsanın sözünün gücüne inanan bir sanatçı’

Çiğdemoğlu, Livaneli edebiyatının odağına insanı aldığını, karakterler arasında çok çeşitli insanlar olduğuna değinerek "İnsanlarla birlikte iyilikle kötülüğün, haksızlıkla adaletin, zulmün yasandigi hikayeler okuyoruz. insanı anlatması bir düşünce sistemini anlatması için bilinçli bir seçim. Bu seçim aslında onun sevgiye iyiliğe olan inancından kaynaklanıyor. Büyük usta Yaşar Kemal, 'İnsan gucune inaniyorum, sözün gücüne de bundan dolayı inanıyorum' der. İşte Livaneli de onun gibi insana, insanın sözünün gücüne inanan bir sanatçı çünkü büyük sanatçıların ortak özelliğine baktığımızda aslında ortak duygu olarak insana güven duygusunun olduğunu görüyoruz."  ifadelerini kullandı.

Livaneli edebiyatında tarihin önemi

Yazar Kadir Yüksel ise, Livaneli romanlarında tarihsel olanı değerlendirmenin var olduğuna işaret ederek, “En çok tarih ve roman çerçevesinde görülen 'Engereğin Gözündeki Kamaşma' romanı daha sonra 'Engereğin Gözü' olarak yayımlandı. 'Leyla’nın Evinde' isimli romanında da tarihsel geçmişe bakış var. Edebiyatçı veya romancı tarihi alıyorsa eğer o atmosferin tarihini, karakterin kişiliğini psikolojisini yansıtacak. Livaneli edebiyatında da tarih çok önemli  bir yer tutar.” dedi. Yüksel, “Kaplanın Sırtında” isimli romanının çözümlemesini dinleyicilerle paylaştı.

Livaneli, halkın tercihi oldu

Zafer Köse, Livaneli’nin eserlerinin  hayatı anlamak için yararlanılan bir kaynak haline geldiğine vurgu yaptı. Livaneli’nin müzik yaşamına başladığı dönemde sanatçıları halkın belirlediğini hatırlatan Köse, En yaygın, en ünlü sanatçının en iyi olan kişi olduğunu günümüzde ise bu durumun değiştiğini, en yaygın sanatçının kitle iletişiminin öne çıkardığı sanatçı olduğuna dikkat çekti. Köse Livaneli’nin İsveç’te sürgündeyken şarkılarının dilden dile ulaştığını öğrendiğini, bunun  halkın tercihiyle iradesiyle ortaya çıktığını sözlerine ekledi.

Livaneli’nin müziğine bakış

Halk ezgilerinden esinlenen albümlerin 1950’li yıllardan itibaren ortaya çıktığını kaydeden Yıldırım, 1960’lı, 1970’li yıllarda dünyanın her köşesinde halk müziklerini temel alan müziklerin ortaya çıktığını, Livaneli müziğinin de böyle bir ortamda çıktığını söyledi. Yıldırım, Livaneli’nin  bağlama merkezli müzikten orkestral müziğe geçişini, türkülerdeki şiir bestelerine uzanan çalışmalarını da içeren müzik yolculuğundaki çalışmalarını anlatarak film müziklerinin yanı sıra senfonik ve teatral eserlerle halkın repertuarına armağan ettiği türkülerinin gelişim sürecini katılımcılara sundu.

Livaneli: Keşke Yaşar Kemal de görseydi

Seminerin sonunda bir konuşma yapan Zülfü Livaneli, Türkiye’de büyük sanatçıların var olduğuna değinerek  “Yaşar Kemal’le 44 yıl boyunca insanı konuştuk. Benim kuşağımdaki insanlar fiziken yaşamıyor. Maltepe’de Yaşar Kemal’in isimli kültür merkezine verildi. Temel atma törenine Ali Kılıç ile birlikte katıldık. Keşke Yaşar Kemal görseydi. Bizde böyle bir şey olmaz diye düşünüyordum ama oldu. Çok genç kuşaklar daha ilerideki kuşaklar bu sanatçılarımızın düşünceleriyle, eserleriyle beslenmeye devam edecek. Bu buluşma beni çok mutlu etti. 77 yaşına girecek bir insanın ölümsüzlüğün sırrını bulmuş olması demek. Çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.” dedi.